• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Muhalefet sorumluluğu

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.06.2010, 00:00
Doğrusunu söylemek gerekirse Deniz Baykal'ın başında bulunduğu CHP'nin terörle mücadele ve açılım gibi konularda daha makul ve işbirliğine daha açık bir siyasi tutum takınmasını beklerdim. Bunun nedeni Deniz Baykal'ın devlet adamlığına duyduğum güvendi. Ancak Baykal bir çok kişi gibi beni de derin bir hayal kırıklığına uğrattı. Bu milli sorunun bütün yakıcılığı ortada durup dururken yıkıcı siyasi muhalefetine öncelik verdi ve üstelik terör gibi ortak bir sorunu alabildiğine istismar etti. Üstelik bu öyle bir sorundu ki muhalefetin katkısı olmadan çözülmesi, çözümün meşrulaşması neredeyse imkansızdı. Başbakan Erdoğan defalarca terör sorununu ve bu sorunun çözümüne dönük çalışmaları CHP ve Baykal'la görüşmek istedi. Bu girişimler her seferinde Baykal tarafından reddedildi. Bir kasetin azizliğine uğrayıp siyasetten tasfiye edilene kadar Baykal bu negatif tutumunu sürdürdü.
***
Şimdi Baykal'ın koltuğunda Kemal Kılıçdaroğlu oturuyor. Doğrusunu isterseniz ben Kılıçdaroğlu'ndan Baykal'ınkinden farklı bir tavır beklemiyordum. Kendisini Kürt sorunu konusunda kompleksli biri olarak gördüğüm bile olmuştu. Ancak son günlerde konuyla ilgili sergilediği siyasi tutum ben de Kılıçdaroğlu'na haksızlık ettiğim duygusu yaratmaya başladı. Bir kere Baykal'dan çok daha sorumlu bir çizgide olduğu çok açık. Bunu nereden anlıyoruz? Terör olayları son yılların en büyük tırmanışını yaşarken Hükümeti yıkıcı bir biçimde eleştirebilirdi. Bu ülke için çok zarar verici bir tutum olurdu ama CHP'ye belki siyasi kazançlarda getirebilirdi. Kılıçdaroğlu bunu yapmadı. Hükümeti eleştirdi, makul bir muhalefet diliyle eleştirdi. Üstelik bazı eleştirilerinde de haklıydı. Ancak terör eylemlerinin kurduğu tuzakların hiç birine de düşmedi. Bu tarz siyaset yapma biçimi hem benim gibi müfrit Kılıçdaroğlu eleştirmenlerinin kafasını karıştırdı ve hem de Kılıçdaroğlu'nun yeni bir siyaset peşinde olduğu yönünde bir çok kişiye ümit verdi.
***
Kılıçdaroğlu'nun yeni siyaset tarzını ortaya koyarken Cumhurbaşkanlığı makamını öne çıkarması ve orayı bir çözüm merkezi olarak görme arzusunu ifade etmesi elbette çok dikkat çekiciydi. Hatırlanacağı gibi yakın zamana kadar Cumhurbaşkanlığı makamı ve bizzat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül CHP'nin atış menzilindeydiler. Baykal ve bazı CHP'liler bu makama karşı çok özensiz bir dil kullanmaktaydılar. Ancak, özel bazı duyumlarımdan da hareketle Cumhurbaşkanı Gül' ün Kemal Kılıçdaroğlu'na insani bir sempati duyduğunu düşünüyorum. Bu ilişki bu biçimde sürdürülür ve verimli bir hale gelirse şüphesiz bundan CHP'de Türkiye'de çok şey kazanır.
Önemli olan şunun bilinmesidir: Türkiye'de hiçbir temel sorun bir iktidar-muhalefet yakınlaşması olmadan kökten çözülemez. Çünkü demokratik toplumlarda muhalefet denetleyici aynı zamanda icraatları meşrulaştırıcı bir kurumdur.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA