Bu yazıyı vicdanlı CHP'lilerin okumasını rica ediyorum. Anayasa değişikliği fikrine başından beri karşı oldu CHP. Üstelik yıllardır 12 Eylül Anayasası'na karşı olduğunu söyleye gelen bir parti olduğu halde. Deniz Baykal, "Bu meclis anayasa yapamaz. Anayasa yapmak için ya idamı göze alıp darbe yapmak lazım ya da Kurtuluş Savaşı vermek lazım" dedi. Oysa çağdaş bir parti, anayasa gibi "sosyal bir mukavele"yi temel ilkelerini yansıtabildiği ölçüde, kim yaparsa yapsın, desteklemelidir. Hayır, bu işi bir kan davasına dönüştürdü CHP. Bütünüyle bir anayasa değişikliğinin önünü kesti, bunu önce bir tespit edelim. Ardından kısmi değişiklik paketi çıktı. Burada iddia ile söylüyorum, demokrasiye inanan bir CHP'linin bu 26 maddelik pakette "hayır" diyeceği, "çağdaş değil" diyeceği tek bir madde yok. Bu pakete 10 dakikasını ayırıp inceleyen her dürüst insan bunu görür.
***
Bu Anayasa Değişikliği Paketi'ne karşı olmak CHP için büyük bir ayıptır, CHP bunun farkında. O nedenle bir hamle yapmak ve bu lekeyi örtmek istiyorlar. TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi'ni kaldırmayı teklif etti durup dururken. "Bakın işte biz de darbelere karşıyız" demek istiyorlar. İşte tam bu noktada ne kadar samimiyetsiz oldukları ortaya çıkıyor. Aklıselim CHP'lilerin dikkat etmesi gereken bir husus var burada: Ne diyor 35. madde? "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır." Demirel yüzünden bugüne kadar 35. madde hep darbelerin yasal dayanağı olarak gösterildi. Oysa ilgisi yok, tam tersi, 35. madde, Prof. Mümtaz'er Türköne'nin de zekice yakaladığı gibi, aslında yapılan darbelerin bir "anayasayı ilga" suçu olduğunu ortaya koyuyor. Dikkat edin, ne diyor 35. madde? "...Anayasa ile tayin edilmiş Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak..." Anayasa darbecilere bir görev vermiyor oysa. Dolayısıyla, "35. madde darbelerin yasal dayanağıdır" kabulü çok uzun zamandır zihnimize sokulan bir yalandan ibarettir. Mümtaz Hoca'yı bir yalanı ortaya çıkardığı için tebrik ediyorum.
***
Şimdi gelelim CHP'nin manevrasına. Bu durumun böyle olduğunu bilen Önder Sav gibi hukukçular, belli ki asker üzerinden siyaset yapmak istiyor. İyi ama darbelerin nedeni de onu önleyecek olan da 35. madde değil ki. Darbeleri engelleyecek olan, hatta imkansız hale getirecek olan, bu tür girişimleri sürekli olarak hukukun denetiminde tutacak olan hukuk düzenidir. İşte o hukuk sistemini de şimdiki değişiklik paketinin içinde yer alan 145. madde kuruyor. Yani, bu değişiklikle her hangi bir cuntalaşma faaliyeti derhal sivil hukukun müdahalesine maruz kalacak ve yargılanacaktır. Balyoz davasını kimse bin türlü yalanla küçültmeye kalkmasın. Ordunun bir kısmı 9 yıl önce darbe planı yapmış ve hukuk yakalarına yapışmıştır. 9 yıl önceki bir girişimi yargılayan bir hukuk düzeninde darbe olur mu? Gelelim tekrar CHP'ye. İşte darbelere karşı olduğunu söyleyen CHP, 145. maddenin yer aldığı Anayasa Değişiklik Paketi'ne karşı, ne karşısı, düşman. Bunun yerine hiçbir önemi olmayan, aslında darbelerin anayasayı ilga ettiğini kanıtlayan 35. maddeyle toplumu kandırmanın peşinde.
Namuslu, vicdanlı ve akıllı CHP'li çok bu ülkede.
Soruyorum, burada bir samimiyet var mı?