• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Tavuğuna "kışt" denenler konuşmalıdır!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.10.2010, 00:00
Başbakan Erdoğan partisinin Kızılcahamam kampında şunları söyledi: "8 yıldır iktidardayız, kimin tavuğuna kışt demişiz. Eğlencesini yapan bildiği gibi yapıyor. Hangi yaşam tarzına müdahale ettik şimdiye kadar?". Bu sözü söyleyen bu ülkenin Başbakanı. Sadece Başbakanı değil, aynı zamanda toplumun mühimce bir kısmının "yaşam tarzımızı değiştirecek" korkusunu duymasına neden olan kişi. Başbakan'ın yaptığı aslında açık bir meydan okumadır. Soruyor Başbakan, mealen diyor ki, "Ben 8 yıldır iktidardayım. Bu ülkenin en güçlü kurumlarına diz çöktürdüm. Her türlü güç de elimde üstelik. Ben bu ülkenin neresinde herhangi bir hayat tarzına, her hangi bir eğlence biçimine müdahale etmişim, söyleyin!". Başbakan'ın bu açık meydan okuması "korkan" çevrelerden mutlaka bir karşılık bulmalıdır. Ben ve başka bazı köşe yazarları son dönemlerde bu çevrelere "korktuğunuz neyse söyleyin, hep beraber mücadele edelim" diye çağrıda bulunduk. Ama hiçbir yerden tek bir ses gelmedi. O zaman kimse kusura bakmasın; "korkuyoruz" diyenlerin ya septik bir dünyası var ya da niyetler başka.
***
Türkiye sadece maddi ve görünen unsurlarıyla modern bir ülke olmak zorunda değildir. Modern toplum aynı zamanda korkusuz insanların yaşadığı yerdir. Ancak, bir toplumda korku varsa, korkularını bertaraf etmesi için önce o korkunun ne olduğunu, kaynaklarını korkusuzca dile getirmesi gerekiyor. Soruyoruz: neden korkuyorsun? Cevap: hayat tarzımın değişmesinden. Tekrar soruyoruz: peki şimdiye kadar hayat tarzına hangi müdahaleler oldu? Bu soruya verilebilen herhangi bir cevap yok. Suskunluk hali devam ediyor. Ama bu arada toplumun bir kesimine adeta "korkun" dayatması yapan aydın ve siyasetçi sınıfı sürekli olarak şunu tekrarlıyor: "konuşan Silivri'ye gidiyor". Veya "korku toplumu olduk". İşin ilginç tarafı bu ülkede korktuğunu söyleyenler korktukları kişilere sabah akşam küfür, aşağılama, iftira cinsinden her türlü şeyi yapıyor. Konuştuğu için Silivri'ye giden bir kişi hatırlamıyorum ben. Silivri'de yatanların ise camiden tutulup götürülmediğini bu ülkede herkes biliyor artık.
***
Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz, bu "korkuyoruz" fetbazlığını en iyi analiz eden yazar. Biraz da hayat tarzı itibarıyla "korkuyoruz" kesimine ünsiyetinden olacak, şişenin tıpasını çıkaracak doğru soruları soruveriyor. O da Başbakan Erdoğan gibi "korktuğun şey ne kardeşim, ne yapılsın ki sen bir daha korkma?" diyor. Emre Aköz de sorusuna cevap alamamış olacak ki, oturup bu korkuların aslında nereden kaynaklandığını adeta teşhir ediyor. Bulgusu kesinlikle sosyoloji ilmine uygun. Bu ülkede sıradan, gariban insanlar artık adam gibi yaşamaya başladı. Kendisini şehirli zanneden burjuvamsılar aralarına katılan ve kendilerine benzemeye çalışan, ama bunun yanında şehre geleneksel değerlerini de taşıyan insanlara tahammül edemiyorlar. "Korkuyoruz" hikayesinin kaynağı kısaca bu Emre Aköz'e göre.
Korkuyoruz diyenler aslında Türkiye'nin sağlıklı bir biçimde laiklikleşmesinin önünü kesiyorlar ve farkında değiller.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA