Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönem sadrazamlarından, yanılmıyorsam Ali Paşa, devlete dair bazı şeyleri Rus sefirine sorarmış. Bunun nedenini Soranlara da, "Moskof sefiri ne diyorsa tersini yapmak caizdir" diye cevap verirmiş. Şimdi CHP'yi izliyoruz. Aklı başında sesler çıkıyor CHP'den. Enver Aysever, Sencer Ayata ve Gürsel Tekin gibi değişim yanlısı isimler, CHP'nin sandıktan çıkacak bir iktidara nasıl ulaşacağının ipuçlarını verip duruyorlar.
Bu köşeden çok eleştiriyoruz ama Genel Başkan Kılıçdaroğlu da, kaçak güreşse de, belliki yeni bir dönem başlatmak istiyor. Ancak, partinin o eski yüzleri birer birer ortaya çıkıp CHP'yi halktan koparan o yarım asırlık ezberin devamını istiyorlar. İlginçtir, bu "statüko muhafızı CHP" yapısının sürmesini isteyenlerin, Onur Öymen gibi "mumya" haline gelmiş isimleri saymazsak, nedense hepsi kadın. Nur Serter, Necla Arat, Oya Araslı ve tabii, kambersiz düğün mü olur, Canan Arıtman.
Bu isimler bir daha CHP'den milletvekili olamayacaklarını biliyorlar. Onun için hiç olmazsa "vuruşarak çekilelim" diyorlar. Ancak, CHP'nin yeni politika belirleme çabalarına engel olmaya çalışanlar, CHP için çok emin bir yol gösterici rolü oynuyorlar. Çünkü, CHP'yi milletten koparan, iktidarına mani olan zihniyeti bu kadınlar temsil ediyorlar. Dolayısıyla onların söylediğinin tersini yapmak, CHP'yi herkesin arzuladığı doğru yola sokacak, belki iktidara taşıyacaktır.
Milli Takım'ın hali ne olacak!
Önce Almanya yenilgisi, ardından Azerbaycan. Bu kadarı da gerçekten fazla. Oysa federasyonun iyi niyetle çalıştığını, Türk Milli Takımı'nın başarısı için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığını hepimiz biliyoruz. Öyleyse bu savrukluk niçin ortaya çıkıyor? Bence bu sorunun basit bir cevabı var: Bir ülkenin Milli Takımı'nın en birinci özelliği, "milli" olmasıdır.
Milli olan şeyler semboller üzerinden algılanır. Siz Milli Takım'ın başına dil bilmeyen bir yabancıyı getirirseniz, gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemişiniz demektir. Hiddink kötü bir çalıştırıcı mıdır? Asla öyle bir şey yok, tam aksine müthiş bir adamdır. Peki, Milli Takım'ın başına yabancı bir teknik patron olur mu? Hayır olmaz, başka ülkelerde iyi sonuç verse bile, bizde olmaz. Kulüp takımlarında olur, çok şeyde kazandırır yabancı çalıştırıcı. Ama Milli Takım'da bir çocuk için üvey baba neyse, yabancı hoca da odur. Bunun da basit bir nedeni var: Bizim sporcumuz fizik ve teknik eksikliklerini motivasyonla kapatan, hisleriyle oynayan sporcudur. Bu da her şeyden önce kuvvetli bir iletişim diliyle olur. Yani, Türkçe olmadan bizim Milli Takım sahaya 9 kişi çıkar, herkesin bunu bilmesinde fayda var.
Dolaysıyla, bizim Milli Takım'ın başına Tiryaki Hasan Paşa gibi biri lazım!