Bu aralar hep CHP'yi yazıyoruz, bu boşuna değil. Hiç kimse sanmasın ki, CHP'ye herhangi bir alerjimiz var. Tam tersi, şahsen ben, CHP'nin güçlü bir parti olmasını, iktidara talip bir parti görünümü vermesini arzu ediyorum. Çünkü biliyorum ki, CHP güçlü bir iktidar alternatifi haline gelirse, bu doğrudan doğruya demokratik rejimin güçlenmesi anlamına gelecek.
Güçlü ve halkın umutlarına karşılık verecek bir CHP, bir bakıma Ak Parti'nin de işine yarayacak. Ak Parti hem CHP ile siyasetin gerçek sorunları üzerinden bir rekabet yaşayacak hem de kendisiyle ilgili haksız algılar ortadan kalkacak. Zira, zayıf ve savruk bir CHP topluma herhangi bir iktidar umudu veremediği için ortada tek bir iktidar adayı kalıyor. Ondan sonra da buna sebep olan aynı CHP, dönüp Ak Parti'yi, "tek parti diktatörlüğü" kurmakla suçlayabiliyor.
***
CHP'nin son aylarda olan biten gelişmeleri çok sakin bir kafayla anlaması lazım. Eskiden CHP, seçim sonuçları ona bir halk iktidarı vermemiş olsa dahi, yine de iktidar olurdu. Sahip olduğu iktidarın adı "devlet iktidarı" idi. Devlet iktidarı şuydu: Asker CHP ile aynı dalga boyunda düşünür ve hareket ederdi. Yargı "arka bahçe" denecek ölçüde CHP ile simbiyotik bir ilişki içindeydi.
Büyük sermaye gelişmeler karşısında eninde sonunda CHP'nin siyasi emelleri doğrultusunda pozisyon alırdı. Medyanın büyük ve etkili kısmı ise CHP'nin her kriz oluşturma çabasına top yekun destek verecek kadar CHP'ye yanaşık vaziyetteydi. Bütün bu güç merkezlerinin üzerindeki CHP ağırlığı, CHP'yi vesayetçi bir düzende tartışmasız, paralel bir iktidarın sahibi yapmaktaydı.
Ama 2007 seçimlerinden sonra CHP'nin sahip olduğu devlet iktidarı çarkının dişlileri birer birer kırılmaya başladı. En son 12 Eylül 2010'da yapılan referandumla, taşıyıcı sivil kolonu CHP olan 60 yıllık vesayetçi sistem tepe taklak oldu... Vesayet önemli ölçüde ortadan kalktı; asker, yargı ve siyaset kendi özerk alanlarına çekildi. Bunun anlamı şudur: CHP, devlet iktidarını ve bu iktidara sahip olmaktan ileri gelen gücünü kaybetmiştir.
***
Devlet iktidarını kaybeden CHP'nin önünde artık bir tek çıkış yolu vardır: Halkın rızası ile vereceği iktidara sahip olmak. Bu kolay bir iş mi? Bu kafadaki bir CHP için hiç kolay değil. Bu halkı çok kırdı döktü CHP. Bu kırık döküğü hızla onarması lazım. Halkın değerleriyle barışması gerekiyor. Artık yepyeni bir Türkiye'nin ortaya çıktığını ve bütün siyasetini buna göre tanzim etmesi gerektiğini anlamak zorunda. Örneğin, şu başörtüsü meselesi CHP'ye halk iktidarının kapısını aralayacak bir imkan verecekti ama ne yazık ki CHP, eski Türkiye'ye akredite olmakta ısrar ettiği için bu fırsatı kaçırdı.
Aslında başörtü meselesi Başbakan Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na bir "cemile"si idi.
CHP yeni Türkiye'yi anlamamakta ısrar ederse ne olur?
Bu sorunun çok basit bir cevabı var: Vesayetçi sistemin diğer unsurları gibi tasfiye olur!