• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Asker ve Demirel

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.01.2011, 00:00
Süleyman Demirel, Eko Enerji Dergisi'ne bir mülakat verdi. Darbe tartışmaları ve Balyoz operasyonundan sonra bazı kimselerin Türkiye'deki rejimin askerin vesayetinde olmayacağını ispatladığı yorumları yaptığını söyleyen Demirel, şöyle konuşmuş:
"Aslında askerin ne kadar incitildiği, hesaba katılması gereken çok önemli meselelerden biridir. Çünkü bu coğrafyada asker, Türkiye'nin çok değerli bir varlığıdır, milli ordudur. Onun itilip kakılması ve birtakım alışılmamış muamelelere tabi tutulması, bence çok incitici olmuştur."
Demirel'in askeri koruyup kollayan bu sözleri bir çoğumuzun hoşuna gidebilir. Esasen söyledikleri doğru. Askerimizin incinmesi, horlanması yapılabilecek en büyük yanlış. Bugün Türkiye'de asker, Demirel'in demeye çalıştığı gibi, haksızlığa mı uğruyor peki? Böyle olduğu çok tartışma götürür. Çünkü, Türkiye'de darbecilerin hukuk elinde hesap veriyor olmasını askerin incitilmesi şeklinde anlayan veya öyle anlamak isteyen bazı çevreler var kuşkusuz.
***
Oysa bugün sureti haktan görünüp askere arka çıkar görünen Demirel'in geçmişte askerler için söyledikleri henüz arşivlerin malı olmayacak kadar hafızalarımızda tazeliğini koruyor. 80'li yıllar boyunca Süleyman Demirel'in askerlere karşı sarf ettiği hakaret ve kötü sözü siyasi tarihimizde belki hiç kimseden duymadı bu millet. Size binlerce örnek verebilirim. 3 Mart 2008 tarihli köşe yazımda anlattığım ve Demirel'in askere bakışını bütün açıklığı ile resmeden bir olay vardı mesela. Tekrar hatırlayalım o anektodu: "Demirel'in Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Amerika gezisine çıkacaktır. Demirel'e bir mesajı olup olmadığını sorar. Demirel, Çağlayangil'e şunları söyler: "Amerikalılar demokrasi konusunda hassaslar. Bizim askerler de Amerikalılar'dan çekinirler, onlara söyle bizim askerler üzerinde biraz baskı kursunlar."
Nitekim Çaylayangil ABD'ye gider ve daha önce yazdığım gibi, Mc. Namara'yla değil, o günkü Dışişleri Bakanı Dean Rusk'la görüşerek, Demirel'in mesajını iletir.
Dean Rusk, Çağlayangil'e şu sözü söyler: "Ordusunu yenemeyen bir millet bağımsız değildir."
İşte Demirel'in bütün bir 80'li yıllar boyunca yanına gelenlere, "Deyiverin İhsan Sabri Bey, Dean Rusk ne demişti?" diye sorduğu ve sonra da kahkaha attığı söz buydu. Bunun onlarca şahidi vardır. Ancak, Çağlayangil'in o seyahatinde yer alan dönemin bakanlarından Dr. Ahmet İhsan Kırımlı, bu olayın canlı şahididir ve Allah uzun ömür versin, hala hayattadır."

***
Evet, Demirel'in asker hakkındaki samimiyetsiz beyanını değerli bir şey bulmuş gibi manşetlerine taşıyanlar, önce gitsinler Demirel'e bu sözleri söyleyip söylemediğini bir sorsunlar. Siyasi muhalefet yapmak ve Silivri'de yatan darbeci yandaşlarını içerden çıkarmak uğruna koca koca adamların kendi hayatlarıyla bu derece tutarsızlık içine düşmesi, insana hüzün veriyor. Ayrıca, bu ülkede hiç kimse Türk askerini incitemez, itip kalkamaz. Ama artık hiç kimse de suç işleyen, pervasız ve hukuksuz işler yapanları üzerindeki üniformanın hatırı için görmezden gelemez.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA