• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Başbakan Erdoğan'la İzmir birbirini anlamalı (3)

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.01.2011, 00:00
Kim ne kadar farkında bilmem ama Türkiye ile İzmir arasında tuhaf bir çelişki oluşmaya başladı. Mesela, bir "eski Türkiye, yeni Türkiye" ayrımı var artık ve Türkiye'ye dair tüm analizler biraz da bu ayrıma göre yapılıyor.
"Eski Türkiye" içe kapanık, üretmeyen ve sadece tüketen, ürkek, her an rejim krizi riski taşıyan istikrarsız bir ülkedir. "Yeni Türkiye" ise tam tersi; dışa açık, demokrat, üreten, ihracat yapan, çevresiyle ilgilenen ve çevresine barış ihraç eden, yatırım çeken bir ülke. Türkiye ile İzmir arasındaki ilginç çelişki ise şurada: Türkiye tasnifinde olduğu gibi, İzmir'le ilgili de bir "yeni İzmir, eski İzmir" ayrımı yapmak gerekiyor. Ancak "yeni" sıfatı Türkiye için pozitif bir durumu ifade ederken, İzmir için bütünüyle olumsuz bir hali ifade ediyor.
"Eski İzmir" dışa açık, özgür ve demokrat anlayışta, hem kültür hem de mal üreten bir pırıltılı şehirdi. "Yeni İzmir" ise tam tersi, içine kapanmış, ideolojik bağnazlık çukuruna düşmüş, kendi dışındaki dünyaya karşı kin ve nefret üreten, değer üretemediği için de gün geçtikçe fakirleşen bir "koloni şehir" hüviyetine bürünmüş.
***
Acaba diyorum, bir kısım İzmirli'nin Başbakan Erdoğan'dan hoşlanmamasının nedeni İzmir'in yuvarlandığı bu tarih dışılık mıdır? Çünkü Tayyip Erdoğan "yeni Türkiye"yi temsil ediyor; İzmir ise, "yeni Türkiye"den hoşlanmıyor. Oysa "eski İzmir" olsaydı, Tayyip Erdoğan'a dört elle sarılması gerekirdi; Menderes'i, Özal'ı kucakladığı gibi. Şimdi dünyaya açık, özgürlükçü "eski İzmir" ile Tayyip Erdoğan arasındaki barışık ilişkiye bir bakalım: Ak Parti iktidara geleli sekiz yıl oldu. Bu sürede Türkiye hangi kritere vurursanız vurun, dünyanın en hızlı gelişen ülkelerinden birisi haline geldi. Bölünmüş yollar, havayolu taşımacılığındaki hamleler ve en son hayatımıza giren hızlı tren, ulaşımda dünyanın en devrimci girişimcileri olarak nitelendiriliyor.
Türkiye ekonomisi bu sekiz yılda dünyanın 15'nci ekonomisi oldu. 1 trilyon dolarlık bir ticaret hacmine ulaştı Türkiye. Bu rakamlar Türkiye'nin sınıf atladığını müjdeliyor. Üstelik bu müjdeyi IMF ve OECD yetkilileri veriyorlar.
***
Bunların yanı sıra Türkler ilk kez uluslararası kuruluşlarda büyük temsil görevleri üstlenmeye başladı. Bugün AB Parlamenter Meclisi Başkanı bir Türk'tür; İKÖ Genel Sekreteri bir Türk'tür; NATO Genel Sekreteri Yardımcısı tarihte ilk kez bir Türk'tür; Türkiye BM Güvenlik Konseyi üyesidir. Bu sekiz senelik sürede Türkiye Eurovizion'da, dünya şampiyonalarında üstün başarılar kazandı.
Üretim rakamlarımız, ihracat rakamlarımız rekorlar kırıyor. Bu başarılar ülke yöneticilerinin küresel imajlarını da belirliyor. Anti-emperyalist olduğunu söyleyen bir kısım İzmirlinin kendilerine, "yabancı" gördüğü Tayyip Erdoğan ve yönetimi, 1 Mart tezkeresinde Amerika'ya ilk kez "hayır" diyebilmiştir. İsrail gibi mazlumlara zulüm yapan devletlerin karşısına dikilebilmiştir. Bölgesel ihtilaflara barışçı çözüm arayışı perspektiflerinin neredeyse tamamı Türkiye'ye aittir. Daha dün açıklandı, CNN televizyonu Tayyip Erdoğan'ı yılın adamı seçmiş. Daha geçen haftalarda ünlü TIME Dergisi'nin düzenlediği ankette, Türkiye'nin Başbakanı son anda ikinci en önemli dünya insanı seçildi. Geçmiş yıllarda aynı Tayyip Erdoğan onlarca uluslararası onur ödülleri aldı.
Demem şudur ki, o canım "eski İzmir" olsaydı, oy verse de vermese de, bu başarıları en azından takdir ederdi.
Bu gerçekleri dile getirmek için yandaş olmaya gerek yok! Dürüst olmak kafidir...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA