• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Seçim kimler arasında olacak?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.03.2011, 00:00
12 Haziran'da yapılacak seçimin hemen hemen galibi belli. Ancak ben yinede bu seçimin AK Parti ile CHP arasında geçeceğini düşünmekteydim. Ama pek çok kereler olduğu gibi CHP ve tabii kendisini "yeni CHP'nin yöneticileri" diye takdim edenler beni bir kez daha hayal kırıklığına uğrattılar. 12 Haziran seçimlerini AK Parti'yle CHP arasında değil, AK Parti'yle Ergenekoncular arasında geçecek bir seçim mücadelesine dönüştürmeyi şimdiden başardılar. Gerçekten inanılmaz bir şey, yeni CHP demokrasi filan derken Hükümet'i yıkmak için silahlı örgüt kurma iddiasıyla yargılanan sanıkları dokunulmazlık zırhına büründürerek cezaevinden kaçırmayı planlıyor. Hangi CHP? Dokunulmazlıkların kaldırılması için yeri göğü inleten CHP. Kılıçdaroğlu'nu geçiyorum, zira onun sözünün hiçbir güvenilirliğinin olmadığını uzunca bir süre önce tespit ettik. Peki ya ortalarda demokrasi mavraları atarak gezen Gürsel Tekin'e ne diyeceğiz? Oda CHP'yi hepten bitirecek bu projeye onay vermiş gözüküyor.
CHP'liler kendilerine zarar vereceğini bile bile neden böyle bir işin içine giriyorlar acaba? Düşünüyorum, mantıklı bir neden bulamıyorum. Aklıma bu partinin eski derin ilişkileri geliyor. Devlet içindeki ve dışındaki eski müttefiklerin CHP'den böyle bir talebi olmuş olabilir mi? Ne olursa olsun, CHP akıl dışı bir iş yapıyor ve önümüzdeki seçimde halkı AK Parti'yle Ergenekon arasında bir tercihe zorluyor.

Güçlü Türkiye
Hikayeyi hatırlayalım, Libya karıştı, Kaddafi rejim muhaliflerini ortadan kaldırmak üzere harekete geçti. Bu arada dünyada NATO'nun hemen müdahale etmesi yönünde sesler duyuldu. Başbakan Erdoğan, "Böyle saçmalık olmaz" dedi. Bu sözü ben de dahil herkes tarafından erken söylenmiş bir söz olarak nitelendirildi ve Başbakan eleştirildi. Sonra BM'den 1973 sayılı karar çıktı ve Libya'ya müdahale kararı alındı. Bu arada bir şey oldu: Fransa ön aldı ve uluslararası gücün diğer üyelerini de oyuna getirerek Libya'ya saldırdı. Amacı Libya'da fiili bir durum yaratıp Libya'nın bundan sonraki yapılanmasında patronaj rolü oynamaktı. Bu durum herkesi rahatsız etti ama Türkiye'yi daha çok rahatsız etti. Türkiye bu girişime açıkça karşı çıktı ve "Libya halkına silah sıkmayız" diyerek bu oyunun içinde olmayacağını bütün dünyaya ilan etti.
Öte taraftan Türk diplomasisi ve Hükümet bir yandan Libya'ya müdahale işinin içine NATO'yu sokmaya çalıştı bir yandan da, "Bu şekilde davranırlarsa Irak ve Afganistan'dan daha beter olacaklarını" anlattı. Başta ABD olmak üzere diğer güçler Türkiye'nin bu uyarılarını ciddiye aldılar ve komutayı NATO'ya devrettiler. Fransa devre dışı bırakıldı ve Sarkozy adlı bücürün boyundan büyük emperyalist oyunu kursağında kaldı. Başbakan Erdoğan'ın, NATO konusundaki tutumu çelişki gibi görülebilir ama değil. Türkiye önce Libya'ya müdahaleyi önlemeye çalıştı, bunun mümkün olmadığını görünce müdahale mekanizmasını kendi kontrol edebileceği bir platforma taşıdı. Fransa'yı devre dışı bıraktı. Hem uluslararası mekanizmanın içinde yer aldı hem de Libya halkına silah sıkmayacağını ilan ederek kendisini hem Kaddafi'yle hem de Libya muhalefetiyle doğrudan ilişki kurabilen tek güç haline getirdi. Bu saatten sonra bu itidalli politika sayesinde her gelişme Türkiye'ye yazacaktır. Bazı bilgisi kendinden menkul sözde Ortadoğu uzmanları ve lafazan yorumcular televizyonlarda bir süre daha üfürsün dursun bakalım.
Unutmayalım, bugün Türkiye'nin en büyük gücü, barışı ve istikrarı önceleyen ve ülke halklarının iradelerini esas alan tutumudur.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA