• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Başbakan Erdoğan algısı üzerine düşünceler

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.09.2011, 00:00
Bir fani olarak Başbakan Erdoğan'ın işi oldukça zor. Zira çok ciddi bir nefis kontrolü durumuyla karşı karşıya olmalı. Öyle ya, Avrupa'nın ve Amerika'nın en muteber dergi ve gazetelerinde peşi sıra asrın en büyük siyaset adamlarından biri olarak gösteriliyor Başbakan Erdoğan. Peş peşe 7 seçim kazanmış bir siyasetçi olmak bile insanın ayarını bozmaya yeter. Amacım Tayip Erdoğan'ın devasa başarılarına vurgu yapmak olmadığı için bu başarıları alt alta yazmaya gerek görmüyorum; ancak bunlar yazıldığı zaman da Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyaset ve devlet adamımıza nasip olmayan çok parlak bir tablonun ortaya çıktığını belirtmek gerekiyor. Beri taraftan bu durum Tayip Erdoğan'la ilgili bir birine zıt iki algıyı besliyor. Bunlardan birincisi, Türkiye'nin büyük kısmı ve hatta dünyanın büyük kısmı Başbakan Erdoğan'ı çok yetenekli, çok başarılı, çok karizmatik ve çok güçlü bir lider olarak kabul ediyor. Türkiye'de yaşayan insanların hatırı sayılır bir kısmı ise aynı Tayip Erdoğan'ı tehlikeli, diktatör, otoriteyi seven biri olarak görüyor. Tayip Erdoğan efsanesi büyüdükçe dünyada da böyle bir negatif algının izine rastlıyoruz.
***
Bu konuya kafa yorarken şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor: bir siyaset adamı hakkında böylesine bir birine zıt iki algı nasıl ve neden oluşabiliyor? Bence işin provokasyon ve psikolojik savaş amaçlı kısmını bir yana bırakırsak, iki algının da anlaşılabilir rasyonel tarafları olduğu görülür. Bir kere Tayip Erdoğan karizmasından olumlu yönde etkilenenleri anlamak çok kolay, zira ortada çok net bir ülkesel ve küresel başarı var. Ama asıl büyüyen Tayip Erdoğan fenomeninden korkan iç ve dış çevreleri anlamak gerekir ki onlara ait bu duyguda da rasyonel ve anlaşılabilir yönler mevcut. Bir kere Başbakan Erdoğan birçok ilki başaran bir insan. İlk yapılan ve ilk yapan insanda bir tür belirsizlik duygusu uyandırır. Bu duygu zaman zaman korkuyu da tetikleyen bir nitelik taşır. Çünkü bir siyasetçi düşünün ki ülkeyi yarım asırdır sarmalayan vesayet düzenini paramparça etmiş. Bu ülkede askeri müdahalelere karşı çıkıldığı zaman ne olacağı bilinmezken Tayip Erdoğan askerin siyasete müdahalesine karşı durulacağı zaman ne olacağını gösterdi. Oligarşik bürokrasiye, iş dünyasına, medyaya ve güç merkezlerine gem vurulabileceği hayal ötesi bir şeyken Tayip Erdoğan bunu gerçeğe dönüştürdü. Türkiye'nin ekonomik tabularını, ideolojik tabularını yıktı geçti. Dış politikada düşünce biçimini değiştirdi. Tüm bunlar bir yanıyla da Tayip Erdoğan'ı ürkütücü bir profil haline getirdi.

***
Esasen olan şey şudur: bütün devrimler ve devrimcilerin anlaşılmaları biraz zaman alır. Bazı şeyler konusunda en doğru hükmü tarih verir. Çünkü devrimci birçok eylemi ilk kez gerçekleştirendir. İlkler ve onların sonuçları bir siyasi kimliği yücelttiği gibi, pozitif etkiler yarattığı halde birçok insanda da endişeyi tahrik eden sonuçlar doğuruyor. O nedenle Tayip Erdoğan'a dönük endişeleri ve korkuları anlamak gerekir.
Devrimcilerin kaderidir bu!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA