KCK tutuklamaları sürüyor. Devlet ve yargı üzerine düşeni yapıyor, bu ülkenin kanunlarını uyguluyor. Bu arada bir yandan KCK'nın ne menem bir örgütlenme olduğu ortaya çıkıyor, diğer yandan bu bölücü yapılanmaya sahip çıkan ehli hamakat takımı milleti kandırmaya devam ediyor. Geçen hafta bir gelişme oldu: PKK-KCK lobiciliğini artık aleniyete dökmüş olan Taraf Gazetesinde iki yazı çıktı. Birisi Yıldırım Ogur'un makalesi. Ogur makalesinde KCK'nın sözleşmesini yayınladı. Daha ilk satırlarında anlıyorsunuz ki bu bir devlet yapılanmasıdır. Bir Kürdistan bayrağı tarifi yapılıyor ve bayrak renginden ölçülerine kadar belirtiliyor. Devam eden maddelerde apaçık bir devlet yapılanmasının sistematik kurgusu var bu metinde.
***
Bu makalenin yayınlandığı günü takip eden gün gazetenin başyazarı Ahmet Altan'ın köşesinde ise KCK'nın sözde başkanı Murat Karayılan'ın gönderdiği mektup yayınlandı. Bu mektubu özellikle liberal geçinen ve bilerek ya da bilmeyerek PKK'nın değirmenine su taşıyanların okuması gerek. Mektupta bir sürü yalanın yanında bir gerçek açıkça belirtilmiş. Şöyle diyor Karayılan: "KCK bir örgüt değil bir sistemdir."
Peki KCK'nın fikir babası Apdullah Öcalan ne diyordu: "KCK devlet üstü konfederal bir devlet yapılanmasıdır." Herşey bu kadar ortadayken bu milleti salak yerine koymaya çalışmaları insanın tuhafına gidiyor doğrusu.
***
Şimdi tüm bu belgeleri yayınlayanlar başta olmak üzere PKK muhibbi çevreler "kimse KCK'ya dokunmasın, bunlar rahatça sistemlerini kursunlar, oluşturacakları fiili durumla da devlet otursun anlaşsın" diyorlar. Yani kısaca şu söyleniyor aslında: "Devlet PKK karşısında pes ettiğini kabul etsin."
Ben bütün bu akıl yürütmelerin hiçbirisine bir şey demiyorum aslında. Bu onların senaryosu. Önemli olan benim ve benim gibi düşünenlerin senaryosunun ne olduğudur. Benim senaryom derin bir tarih şuuru olmadan anlaşılmaz. Biz bu topraklarda tam bin yıldır yaşıyoruz ve yaşatıyoruz. Türk milleti bu misyonunu aynen devam ettirecektir. PKK bizim uzun tarihimiz icinde karşılaştığımız tehditlerden sadece biridir. Biz geçmiste daha büyük badireler atlattık, bunu da atlatacağız. Şöyle veya böyle ama atlatacağız.