• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Bugün önemli gün...

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09.07.2012, 00:00
Bugün mahkemelerin karar günü.
Hükümetin Meclis'ten geçirdiği 3. Yargı Paketi'nin yargıyı ne ölçüde etkilediğini bugün hep beraber göreceğiz.
Başbakan Erdoğan bence bu süreçte pozisyonunu iyi belirledi; MİT'le ilgili konu hariç, yargıyla ilgili tartışmaların olabildiğince dışında kalmaya özen gösterdi, çok da iyi etti.
Çünkü Türkiye'de yapılabilecek en kötü şey, Başbakan ile yargı arasında, kuvvetler ayrılığı ilkesini hasara uğratacak bir tartışma ve gerilimin olması.
Ana Muhalefet liderimiz savruk ve kontrolsüz siyasetiyle bu yanlışı yeterince yapıyor zaten.
Bu süreçte bazı yargı mensuplarının belli davalardaki tuhaf tutumlarının ve aşırı yetki kullanma isteklerinin yargı kurumuna çok zarar verdiğini de hatırlayalım.
Kendisini demokratik hukuk devleti idealine adamış bir hukuk bilgesi olan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, bu durumdan duyduğu rahatsızlığı kamuoyuyla paylaşma gereği duymuştur.
***
3. Yargı Paketi'nin içeriği, ortaya çıkış hikayesi, hiç şüphesiz, bir kısım çevrelerin AK Parti Hükümeti ve yargının üzerine yapıştırmaya çalıştığı ithamın da önemli ölçüde geçersiz ve mesnetsiz olduğunu ortaya koyacaktır.
Neydi o ağır itham?
12 Eylül 2010 referandumuyla birlikte yargıda yaşanan yeni yapılanmanın "AK Partili, yandaş bir yargı" ortaya çıkardığı ithamı.
Bu ağır bir ithamdı ve bir o kadar da haksız bir ithamdı. Zira yüksek yargının yeni yapılanmasından bu yana geçen sürede bu ithamı doğrulayacak somut bir olay mevcut değil.
Tam aksine, yargının demokratik hassasiyetleri yeterince gözetmemesinden ileri gelen ve Hükümeti bir yargı paketi çıkarmaya mecbur bırakan bir Hükümet-Yargı çelişkisi vardı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in "Umarım mahkemeler Meclis'in mesajını alırlar" açıklaması aslında çok şeyi anlatmıyor mu?
Yani bazı çevrelerin ve CHP liderinin empoze ettiği gibi, Başbakan'ın emrinde bir yargının olmadığını gösteriyor tüm bu gelişmeler.
***
Diğer taraftan, yargının bugün vermesi gereken bazı kararlar yasama organının yargıya verdiği mesajın alınıp alınmadığını da gösterecek bize.
Mesela Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ tahliye edilecek mi edilmeyecek mi?
Bu hükümetle iki yıl çalışmış, atamalarının altında Başbakan Erdoğan'ın imzası olan bir genelkurmay başkanını "terör örgütü liderliği" suçlamasıyla hapis tutmak kimsenin içine sinmiş değil.
Mesela tutuklu milletvekilleri:
Her biri yasama üyesi olarak millet tarafından seçilmiş milletvekillerinin hapis yatıyor olmaları da demokrasimiz ve millet iradesi felsefesi açısından şık bir görüntü değil.
Ayrıca doğru da değil; zira her kurum, tabii yargı kurumu da dahil, meşruiyetini milletten alır, milletin verdiği karar birinci derecede geçerlidir.
Bu insanlar hapisten çıkmalı, yasama görevlerini yapmalı; ama bu arada, dokunulmazlık kapsamına girmeyen suçlardan yargılandıkları için, yargılanmaları devam etmelidir.
Hükümet yeni düzenlemeler yapmakla en doğrusunu yaptı, yasamanın belirleyici vasfını teyit etti ve bazı sorunların ortadan kalkması için gerekli hukuki altyapıyı hazırladı.
Sıra şimdi yargıda...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA