• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Devlet üslubu

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.09.2013, 00:00
Bülent Arınç bu toprakların yetiştirdiği çok önemli bir devlet adamı. Bu günlerde onu çok yakından ve dikkatli bir biçimde izliyorum. Olgunluğun, bilgeliğin, makam ve mansıpları aşmış olmanın getirdiği özgüven ona çok yakışıyor. Hem devletin hem de demokrasinin değerini bilen biri. Milletin aklından ve vicdanından süzülüp gelen ne varsa onun dilinde argümante ediliyor. Tabi damarına basıp onu kızdırmadıkları sürece. Bu nedenlerle Bülent Arınç'ın 3 dönem şartından dolayı siyaset dışı kalacağını düşünmek bana büyük keyifsizlik veriyor.
Bülent Arınç'la sık görüşen biri değilim; Ancak son günlerde onu izlerken sanki hayatın ve siyasetin içinde öğrendiği her şeyi bir şey yapmak için biriktiren ama o şeyi yapamadan siyasi sahneden ayrılan bir kıymetli insanı izliyor duygusuna kapılıyorum.
Ak Parti ve tabi Başbakan Erdoğan keşke şu üç yıl şartını bir daha gözden geçirse.
Keşke Türk siyaseti değişimle birikim arasında "değişim" lehine bir tercihe zorlanmasa.
Zira tarih kahtı rical denen yoksunluğun devletleri nasıl yeryüzü mezarlığına gömdüğünü yazıyor.
***
Yukarıdaki satırları Bülent Arınç'ın PKK ve çekilme konusundaki bir demecini okuyunca içtenlikle yazdım. Şunları söylüyor Arınç:
"21 Mart'ta, nevruzda mektubu okunan kişi, kendi örgütü üzerinde söz sahibiyse o örgüt de 'Bizim irademiz Öcalan'ın iradesidir' diye baştan ifade etmişse bunun sonuçlarını görmemiz lazım. O size 'çıkın' diyor, siz ayak sürüyorsunuz, ya çıkacaksınız ya çıkmayacaksınız. Çıkarsanız, liderinizin, iradenizin bağlı olduğu kişinin sözünü yerine getirmiş olacaksınız. Çıkmazsanız hiçbir bahaneniz yok, o zaman 'O da kim oluyor' anlamına gelecek birtakım sözler konuşacaksınız"
İşte PKK'yla bu dönemde, yaşananlar karşısında devlet ve siyaset adına konuşma dili bu olmalıdır; ne daha fazlası ne daha eksiği.
Çünkü PKK sürekli olarak öğrenilmiş bir PİAR uygulamasını siyasete taşıyor. Tabi bunu da milli şuurdan nasipsiz zibidi medya üzerinden yapıyor. Aslında Türkçe'deki şahane söyleyişle kendi kendine gelin güvey oluyor.
PKK'nın kullandığı açıkça bir şantaj dilidir ve can sıkıcı, kışkırtıcı bir dildir. Bu dile bakınca sanırsınız ki ellerindeki tank ve uçaklarla Türkiye'ye saldıracaklar ve hatta atom bombası bile atabilirler. Dünkü açıklamalarını görmüş olmalısınız. "Millet olmaktan kaynaklanan haklar"ından söz ediyor; yani en hain bir tabiatla "self-determination" hakkından söz ediyor. Diğer bir değişle ortak bir millete ait olmayı reddediyor.
***
Bu dil ve üsluba aynı tonda cevap vermek bir başka hatadır ve maalesef bu hata sıklıkla yapılıyor.
Oysa hiç muhatap almamak gerekiyor bu kandil çakallarını.
Onların muhatabı İmralı'da yatan adem; onun muhatabı da MİT bürokratları.
Birbirlerinin ne mal olduğunu, ne kadar birbirlerine muti olduklarını bırakalım kendileri de millet de görsün.
Terörü tekrar başlatmakla tehdit ediyorlar ya, gülmemek için zor tutuyorum kendimi.
Daha geçen yıl 1200 kayıp verdiler. Terörü başlatsınlar bakalım ne oluyor göreceğiz.
Silahlar sustu diye bu ülkenin polisi, MİT'i, askeri ense yapıyor mu zannediyor bunlar?
Ben bildiklerimden ve duyduklarımdan bir sonuç çıkardım:
PKK tekrar silaha dönerse, ki dün bir karakol inşaatını bombaladılar, Türk güvenlik güçleri bu sefer iyi acıtacak.
Ve işe Kandil çakallarını avlamaya kadar götürecek.
Türk milleti bu topraklarda çok var olma yok olma savaşı verdi; bir daha verir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA