Bayramda Deniz Kuvvetleri'ndeki istifalar sorulduğu vakit Başbakan Erdoğan sitem yüklü bir cevapla "üzüldüğünü" ifade etti. Başbakan Erdoğan haklı; Türk ordusunun Bahriye kısmı darbecilikle, casusluk olaylarıyla bu denli tartışılırken bazı subayların hala darbecilere dolaylı destek vermeye kalkması sitemden daha fazlasını hak ediyor. Ben Başbakan'ın yerinde olsam "Balyoz Davası" kararlarını beğenmeyip istifa eden generallere Deniz Kuvvetleri'nin kapısını gösterir ve "Güle güle beyler" derdim.
***
Daha önce de dökümünü yaparak ortaya koydum. Türk ordusunun Deniz Kuvvetleri içerisinde 28 Şubat'tan bu yana pis bir darbe örgütlenmesi vardı. Bahriyemizi bu uğursuz role bulaştıran adamın kim olduğunu herkes gayet iyi biliyor. Öldü gitti, onun için bir şey söylemeye gerek yok. Aslında o emekli olan beyfendilere sormak gerekir; siz acaba Batı Çalışma Grubu belgelerini gördünüz mü?
Siz Özden Örnek'in darbe günlüklerini baştan sona okudunuz mu?
Siz Gölcük Donanma Komutanlığı istihbarat bölümünde, yer döşemesinin altında darbe hazırlık evrakının ne işi olduğunu kendinize ve arkadaşlarınıza hiç sordunuz mu?
Bunların hiçbirini yapmayan adamların güya kahramanlık yapıp ceza alan darbe ehli arkadaşları için istifa etmeleri ne manaya gelir ki?
Hala bu kafada olanların Deniz Kuvvetleri bünyesinden bir gerekçeyle ayrılması bu kurum için en hayırlı iştir.
***
Eskiden Deniz Kuvvetleri ordumuzun en saygın kuruluşuydu; son on beş yıl da ülkede ne kadar karmaşık iş varsa altından Deniz Kuvvetleri mensupları çıktı.
Ordumuza minnettarız; Allah'a bin kere şükür ki tanklarımızı iyi kullanan, uçaklarımızı uçuran, gemilerimizi yüzdüren güçlü bir ordumuz var.
Ama kimse unutmasın, tam yarım asırdır askerin içindeki darbeci ve cuntacı takımının bu ülkeye yaptığı kötülükleri tamir etmekle uğraşıyoruz.
Başta Deniz Kuvvetlerimiz olmak üzere herkes yakın tarihe sık sık müracaat etmeli ve olan biteni rasyonel bir biçimde değerlendirmelidir.
Bu nedenle mahkeme kararını beğenmeyip istifa eden subaylar milletimizin nezdinde hiçbir şey ifade etmiyorlar.