• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ÖZKAN BİNOL

Adaletin bu mu dünya?

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.01.2010, 00:00
Yetmiş küsur Türk filmi olunca şöyle koltuğa oturup esaslısından bir aksiyon filmi izlemek lüks oldu. Kılıktan kılığa giren Gerard Butler ve Oscar'lı Jamie Foxx'un oynadığı "Adalet Peşinde" sizi koltuğunuza sıkıca yapıştırdığı gibi filmin sonuna kadar nefessiz bırakan bir film. Yasalar yetersiz kalınca bireyin kendi adaletini kendisinin sağladığı bireysel intikam öyküsü bence yeni yılın ilk güzel sürprizi.
Clyde Shelton bir soygun girişiminde eşini ve kızını kaybeder. Katiller yakalandığında davaya Philadelphia'da savcılık yapan Nick Rice atanır. Nick, zanlılardan birine, suç ortağının aleyhinde ifade vermesine karşılık hafif bir ceza önerir. On yıl sonra hafif cezayla kurtulmuş olan katil ölü bulunur ve Clyde Shelton soğukkanlılıkla bu cinayeti işlediğini itiraf eder. Hapse giren Clyde Nick'e bir ültimatom verir. Çok geçmeden, Shelton tehditlerini yerine getirmeye başlar ve hapisteki hücresinden ne öngörülmesi ne de önlenmesi mümkün olan görkemli ve acımasız bir dizi suikast organize eder.

HANİBAL'A RAKİP
"Adalet Peşinde" daha başında seyirciyi avucuna alan bir film. Baştan sona karanlık bir hikaye ama bu aynı zamanda her iki karaktere de yakınlık duymamıza engel olmuyor.
Adalet yerini bulamadığı zaman Clyde'ın işleri kendisinin halletmeye başlamasında haklılık payı var diyebiliyoruz. Clyde'ın psikolojisindeki bu değişiklikle sinemada "Kuzuların Sessizliği"ndeki "Hannibal"a da bir rakip de doğmuş oluyor. Meşhur yamyamımızdan beri sinema bu kadar zeki ve masum bir seri katil görmedi.
Başsavcı yardımcısı Nick Rice ise sistemin içinden birisi. Onun hukuk sistemine sadakati bazen adalete duyduğu sadakatin önüne geçmesine bile neden olabiliyor. Nick iyi bir adam ve her şeyi kanunlara uygun şekilde yapıyor ama bu her zaman doğru olanı yaptığı anlamına gelmiyor. Sistem hiçbir zaman mükemmel işlemediği için Nick de her an mükemmel olmayan bir dünyada hareket alanını belirlemeye çalışıyor.
Nick Rice'ı "Clyde Shelton'ın aynadaki yansıması" olarak da nitelendirebiliriz. İkisi de bir trajediyle birbirlerine kilitlenmişler ve hem haklı hem de haksız durumdalar. Her iki adam da daha mükemmel bir sistem istiyor ama her ikisinin de kişisel olarak yapabilecekleri fedakarlıklar farklı.

KARA FİLM TARZI
Hiç kuşku yok ki "Adalet Peşinde" Amerika'daki yargı sistemini didik didik irdeleyip sistemindeki tutarsızlıkları eleştiriyor. Ayrıca Hollywood'un bir dönem gözbebeği olan "kara film" tarzına yeniden hayat veriyor. Bunda kasvetli ve sıra dışı görselliğiyle Philadelphia şehrinin mimari yapısının, sıra dışı dekor ve kostümün, "The Italian Job/İtalyan İşi"nin filmiyle hayranlık toplayan yönetmen F. Gary Gray'in katkılarını unutmamak gerekiyor. Sonlara doğru tempo düşse bile film uzun süre seyirciyi etkilemeyi başarıyor.
"Adalet Peşinde" aynı zamanda oyuncu performanslarıyla da öne çıkan bir film. "Ray" ile Oscar alan Jamie Foxx ve "300 Spartalı" ile oyunculuğunu kanıtlayan Gerard Butler film boyunca muhteşem şekilde paslaşıyorlar. İkili birbirini çok iyi tamamlıyor. Buna rağmen Gerard Butler'ın seri katildeki yorumu gerçekten çok etkileyici.
İyi seyirler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA