• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ÖZKAN BİNOL

"Sevemez Kimse Seni"

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.11.2011, 00:00
Yeşilçam demek, unutulmaz aşk filmleri demekti. Türkan'lı, Hülya'lı zengin kız, fakir oğlan - ya da tam tersi - temalı filmler sinemalara geldiğinde adeta kapı pencere kırılır, gişe önlerindeki kuyruklar upuzun olurdu. Yıllar sonra aşk filmleri Çağan Irmak'ın "Issız Adam" filmi ile yeniden keşfedildi. Arkasından birçok deneme yapıldı ama hiçbiri "Aşk Tesadüfleri Sever" kadar gişede başarılı olamadı. İki filmin de olmazsa olmazı "aşk" ve nostaljik Türkçe pop şarkılarıydı. İkisi kıyaslandığında "Issız Adam" açık ara farkını koruyor, Ayla Dikmen'in yorumladığı "Anlamazdın" şarkısı çalındığında film hatırlanıyordu. Bunları, kendi halinde vizyona girip DVD'ye düştüğünde patlayan "İncir Reçeli" takip etti.
Haftanın iddialı filmlerinden "Beni Unutma" aşk temalı filmlere eklenen son halka. Bu tarz filmlere yeni bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Film, esas kız Olcay'ın sevgilisi tarafından aldatılışına şahit olmasıyla başlıyor. Ardından filmin esas delikanlısı Sinan'ı tanıyoruz. O da evlenmek üzere. Fakat geleneksel evlilik klişelerinden sıkılınca bu işten vazgeçiyor. Olcay ve Sinan'ın bir tesadüf sonucu tanışmaları yeni bir aşkın kapısını aralıyor. Kısa sürede evlenen çiftin mutlulukları üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başlıyor.

YEŞİLÇAM NAİFLİĞİNDE
"Beni Unutma" tam Yeşilçam duyarlılığında ama bugünün sinema anlayışıyla beyazperdeye aktarılmış. Sadece 'oğlan kıza deli divane aşık olur' söylemiyle yürümeyen bir film. Gerçi ana karakterler Olcay ve Sinan üzerine kurulu bir film ama işin içine eski sevgililer de uygun dozlarda dahil edilmiş. İdeal çiftimiz hayatlarında tutmaya devam ettikleri eski sevgililerin varlığı ile günümüz modern insanın ilişkilerini sinemaya/sanata başarıyla yansıtmış. Bu da karakterlerin gerçekçilik boyutunu sağlamlaştırıyor.
"Beni Unutma"yı sinema yazarı Burak Göral kaleme almış ve Özer Kızıltan yönetmiş. Daha önceki işlerinden dolayı her ikisinden de beklentinin yüksek olması doğal bir şey. Sinemaya "Gece 11:45"ten sonra uzun bir ara veren Burak Göral'ın ilham perisi, Cameron Diaz'ın oynadığı "In Her Shoes"da Elizabeth Bishop'ın "One Art/Bir Sanat" adlı şiiri olmuş. Göral şiirdeki "Kaybetme sanatını özümsemek hiç de zor değil" dizesinden etkilenerek kaybeden bir kadının hikayesini yazmaya karar veriyor. Yönetmen Özer Kızıltan ise senaryoyu okuduğunda "Aşk bir hastalıktır; bu öyle bir film" diyor. Göral senaryoyu zamansal atlamalar/sebeplerin tam açıklanmaması gibi modern sinema diliyle yazdığı için, filmin algılanması için seyircinin dikkati ve filme katılımı gerekiyor. Bu tarz filmin son yıllardaki en güzel örneği "Aşkın 500 Günü"ydü.

NİYE AŞK FİLMİ?
Özer Kızıltan yıllar önce "Takva"yı çektiğinde eleştirmenler ve seyirciden epey beğeni toplamış ve birçok festivalden ödülle dönmüştü. Bu nedenle de çekeceği ikinci film merakla bekleniyordu. Kızıltan yıllar sonra yönetmenlik koltuğuna bir aşk filmi için oturdu. İyi de yapmış. Çünkü aşk da insan dair bir şey ve insanlık tarihi kadar da eski. Üstelik yıllardır da sinemanın vazgeçemediği temalardan. Kızıltan ilk filminden fersah fersah uzakta bir konuyla "yönetmen" olduğunun altını bir kez daha kalın bir şekilde çizmiş. Eğer "Takva" filmi doğrultusunda 'yola devam' deseydi sinema tarihinde "art house filmlerin unutulmaz yönetmeni" olarak yerini alırdı.
Mert Fırat, bu filmin olduğu gibi genç Türk Sineması'nın da esas delikanlılarından -oyuncularından- biri. Fırat "Başka Dilde Aşk" filmiyle rüştünü çoktan ispatlamış, "Atlıkarınca"da oyunculuk çıtasını yukarıya çıkarmıştı. Şimdi de Sinan karakteriyle oyunculuğuna yeni ufuklar arıyor. Filmin dikkate değer bir başka unsuru da ünlü piyanist Anjelika Akbar'ın müzikleri. Sıkı bir aşk filmi istiyorsanız buyurun sinemaya.
İyi seyirler...

Haftanın Filmi

"Gelecek Uzun Sürer"

Özcan Alper'in yönettiği film Güneydoğu'daki 30 yıllık bir acının izlerinde geziniyor. Ağıtlar toplamak için yollara düşen Sumru, Güneydoğu'da araştırmalarını sürdürür. Sumru'nun arayışı aynı zamanda son otuz yıldaki kayıpların da bir ifadesidir. "Sonbahar"la büyük ses getiren Alper, ikinci filmiyle de epey tartışma yaratacak gibi gözüküyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA