• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ÖZKAN BİNOL

Emek'i istemeyen kim?

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.04.2012, 00:00
İstanbul bir haftadır sinemayla yatıp, sinemayla kalkıyor. İstanbul Film Festivali çerçevesindeki sinemalar, hafta içi dahil ful çakıyor. Hafta sonu ise filmler kapalı gişe. Yani adeta film şenliği yaşanıyor buralarda.

GECEDEN NOTLAR

Sade ve şık bir törenle açılışı yapılan festival dopdolu programıyla kültür ve sanat hayatımızı zenginleştirmeye devam ediyor. Açılış töreninde sunucu M. Ali Alabora yine Emek'siz bir festival olduğunu dile getirdi. Salondan da "Emeği istiyoruz" sesleri ve alkışlar yükseldi. Emek Sineması'nı ben de istiyorum. Onsuz İstiklal Caddesi olmaz. Fakat Emek konusunda ısrarcı olunurken gözden kaçan noktalar da var. Emek'in yatırım yapılmadığı için zamana yenilmiş olması gibi. Hadi yatırım yapıldı diyelim Beyoğlu gibi İstanbul'un kalbinin attığı bir yerde kaç kişi sinemaya gidiyor? Ya da kaç kişi filmini Emek'te izliyor? Seyircisizlikten iptal edilen seanslara ne demeli?
Gecede açılış filmi olarak bu yıl onur ödülü alan Terence Davies'in "Aşkın Karanlık Yüzü" filmi seçilmiş. Bu kadar yıldır açılışa giderim, içimin bu kadar bayıldığı bir filmi hatırlamıyorum. Nitekim filmin ilk 10 dakikasında salonun yarısı boşalmıştı.

FESTİVAL FİLMLERİ

Şu ana kadar izlediklerim içinde ilk sıraya hemen Fransız-Arap filmi "Çözülme"yi koyarım. Cezayir doğumlu Fransız yönetmen Philippe Faucon, taraf tutmadan Fransız banliyölerinde köktendincilik gölgesindeki yabancılaşmayı anlatıyor, son derece sert filminde. Fransa'da polisin vurduğu Arap genci düşününce filmin gerçekleri anlatma konusundaki başarısına alkış tuttum.
Aşkla seyrettiğim bir diğer film ise İran'dan gelen "Yas". Kamran ile Şerare yanlarında kalan yeğenleri Arşiye'yi Tahran'daki evine götürmek üzere yola çıkarlar. Sağır ve dilsiz olan bu çift, yol boyunca tartışırlar. Yolda rastladıkları trafik kazası, yolculuklarının seyrini değiştirir. Son derece basit bir konudan çarpıcı bir film ortaya çıkaran genç yönetmen Morteza Farshbaf'ı tanıyınca filme olan hayranlığım daha da arttı.
"Güzellik" haklı olarak festivalin en rağbet gören filmlerinden biriydi. Güney Afrika'dan gelen bu film orta yaşlı bir adamın sınırlarını aşmasını, kurallarını yıkmasını ve sonunda mahvetmesini etkileyici bir üslupla anlatıyordu.
Islahevinde cezasını çeken Roman, gündüzleri Viyana Belediyesi'nin morgunda çalışır. Bir gün karşısına kendi soyadıyla aynı olan bir kadın cesedi çıkar. Kadının annesi olmadığını öğrenince Roman ilk kez geçmişini araştırmaya başlar. Avusturya Sineması'nın başarılı örneklerinden olan "Nefes"i neredeyse nefessiz izledim.
Tayland yapımı "Beyninden Vurulmuş" tam Tay usulü bir kara filmdi. Polis, siyaset ve yeraltı dünyası uzman katil "Tul"un peşindedir. Ne var ki Tul bir işte beyninden vurulur ve üç ay komada kalır. "Beyninden Vurulmuş" için Festival'in sert delikanlısı diyebilirim.
Çernobil kazasında yaşananları anlatan "Unutulan Topraklar", Aynur Haşhaş ve Aynur'un şarkılarıyla yer aldığı "Gizemli Kadın", marjinal konusu ile Fransa'nın en iyi oyucularının gövde gösterisi yaptığı "Sevgililer" ve gözümü kırpmadan izlediğim Amerikan bağımsız sinema örneği "Kopma" önümde yeni ufuklar açtı.
Bu filmlerin bazıları Nisan sonrası vizyonda olacak. Fakat gösterime girmeyecekleri de DVD ya da internetten seyretmenizi öneririm. Ya da en iyisi de atlayıp birkaç günlüğüne İstanbul'a gelin. Şöyle sinemayla, festivalle gözünüz gönlünüz açılsın.

Haftanın Filmi

Titanic 3D

Efsane gemi 100. yılını vizyonda kutluyor. 1997 yılında, henüz 3 boyutlu filmlerin hayal olarak görüldüğü bir zamanda çekilen Titanik, 3 boyutlu olarak sinemalara geri döndü. Avatar'ın yönetmeni James Cameron'un çektiği Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet'ın başrolleri paylaştığı film unutulmaz bir aşk hikayesi. Titanic, yapımı tamamlandığında dünyadaki en büyük buharlı yolcu gemisiydi. 14 Nisan 1912 gecesi, daha ilk seferinde bir buz dağına çarpmış ve yaklaşık iki saat kırk dakika içinde Kuzey Atlantik'in buzlu sularına gömülmüştü.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA