Çatı adayının Cumhurbaşkanlığı seçiminden çok CHP'nin bir iç hesaplaşmasına dönüşmesi artık an meselesi. Eski Genel Sekreter ve partinin "ağabeylerinden" Adnan Keskin ile dünkü uzun sohbetimizde, parti disiplinine yakışan ama tepkisini ve olacakları da saklayamayan tavrını sizlerle paylaşmam gerek. Şöyle diyor Adnan ağabey:
"Sayın Genel Başkan 1 ay boyunca herkesi dinledi. CHP milletvekillerini ve İl başkanlarını da dinledi. Dinlemekle kalmadı, Cumhurbaşkanı olarak önereceğimiz 3'er isim yazın bana dedi. Herkes yazdı. Sonuçta baktık; hiç ismi geçmeyen, hiç önerilmeyen bir isim Genel Başkan tarafından, MHP ile birlikte açıklandı. Madem dikkate alınmayacaktı, neden soruldu?"
Adnan Keskin, 23 Haziran'da yapılacak Parti Meclisi toplantısına da dikkat çekiyor: "23'ündeki PM'de gündeme getirilip, isim burada konuşulup tartışılıp öyle açıklansaydı bari" diyor. Gerçi, MHP Lideri Bahçeli'ye gitmeden önce PM üyeleriyle görüştü ama "ser verip sır vermedi" Kılıçdaroğlu. Çatı adayının belli olduğunu ama bunu Bahçeli ile görüşmeden açıklamayacağını söylemişti PM üyelerine.
Gelen tepkilerden anladığım; CHP'nin örgütsel önemsenme ve kişisel tercihten ziyade kurumsal karar verme mekanizmalarının işletilmemesinin, tabanda ve tavanda büyük rahatsızlık yarattığı. Genel Başkanın telkin ve talepleri her zaman öncelikli ve hatta belirleyici olmuştur CHP'de. Buna rağmen, hiçbir tercih dile getirmeyip, kendi kararı olarak açıklaması rahatsızlık yarattı CHP'de. Ben açıkçası bu tepkinin 23'ündeki PM toplantısında ne ölçüde dile getirileceğini merak ediyorum. Ya siz?
Baykal dedi ki...
Dün, Deniz Baykal ile tekrar görüştük. "Şu aşamada açıklama yapmam çok doğru olmaz" dedi ama yine pek az şey söyleyip pek çok mesaj verdi. "Bu politika, örgütte ve partide ciddi tepkiye sebep oldu. İyi veya kötü yönünde bir değerlendirme yapmam şu aşamada doğru olmaz ama; süreci ÜZÜNTÜYLE izlediğimi söylemem lazım. Bekleyip göreceğiz..."