• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bayan mutsuz

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.12.2009, 00:00
Evliyiz ama mutlu değiliz. Bekar olunca da mutlu değiliz. Evlenmemiş olsak bir dert, evlenip ayrılmış olsak başka bir dert. Evlilik herkesin rüyası. Kadını da erkeği de evlenmek istiyor. Kadınlar üzerinde toplumsal bir baskı olduğu için, bazı şeyleri evlenmeden yapması hoş karşılanmadığı için kadınlar daha çok istiyor.
Bir kadınla tanıştım geçenlerde. Evlenip ayrılmış, çocuklarıyla birlikte yaşıyor. Çok mutsuz. Acayip öfkeli. Herkesten her şeyden nefret ediyor. Kimseyle geçinemiyor. Annesine kızıyor, eski kocasına kızıyor, kızına ve oğluna kızıyor, onların sevgililerine kızıyor, komşularına kızıyor, hiç tanımadığı insanlara kızıyor. Bir tek kendine kızmıyor. Kendinin haklı olduğuna inanıyor. O doğru başkaları hep yanlış yapıyor çünkü.

DOMİNANT ANNE
Çok tanıdık biri değil mi? Sizin de vardır çevrenizde böyle insanlar. Neden böyleyiz acaba? Neden yaşadığımız mutsuzluğun nedeninin başkalarından değil de kendimizden de kaynaklanabileceğini hiç düşünmüyoruz? Neden hep suçu başkalarına atıyoruz?
Sözünü ettiğim kadın evlenmeden önce annesinin üzerinde büyük bir baskı kurduğundan söz ediyor. Her şeyine karışmış annesi. Nereye gideceğine, ne yapacağına, hatta kiminle flört edip kiminle evleneceğine de.
O da kuzu kuzu annesine boyun eğmiş. Neden karşı çıkmamış, neden kendi isteklerini annesine kabul ettirmemiş. O kadar dominantmış ki annesi, söylediğini yapmaktan başka çaresi yokmuş. "Zaten ondan gizli bir şey yapsam hemen gözlerimden anlardı" diyor. Yani annesinden habersiz flört dahi edememiş.

BASKICI KOCA
Sonra evlenmiş ve bu kez de kocasının baskısına boyun eğmiş. Ona da direnememiş, dayak yemiş susmuş, hakarete uğramış susmuş, aldatılmış susmuş. "Deli misin? Niye boşanmadın?" dediğimde, "Nereye gidecektim iki küçük çocukla?" yanıtını veriyor pek çok kadın gibi ve devam ediyor, "Bir kez dayanamayıp döndüm evime. Ama annem hemen beni geri gönderdi."
Çok tanıdık bir durum. Bu durumda çoğu kadın pes ediyor. Yanında olmasına en çok ihtiyaç duyduğu kişiler de onu anlamayıp evine geri gönderince kaderine boyun eğmekten başka yol bulamıyorlar.
Çünkü mücadele etmeyi bilmiyor kadınlarımız. Ailesi ona kendini korumayı, güçlüklere boyun eğmeyi, direnmeyi, kendine güvenmeyi, cesur olmayı, kimseden korkmamayı öğretmemiş. Tek öğretilen, kabullenmek ve yazgısına boyun eğmek.

BOYUN EĞMEYEN ÇOCUKLAR
O yüzden de öfkeli işte. Bu öfkenin kendisine zarar verdiğinin bile farkında değil üstelik. O kadar öfkeli ki kimseyle, hiçbir şeyle mutlu olamıyor. Çektiği acılar, ödediği bedeller yüzünden bundan sonra artık kendi dediklerinin kabullenilmesini istiyor. Oğlu ve kızının kendisine boyun eğmesini örneğin. Ne var ki çocukları kendisine benzememiş. Boyun eğmiyorlar. Karşı da çıkmıyorlar ama kendi bildiklerini okuyorlar. Anneleri beğenmese bile kendi seçtikleri kişilerle birlikte oluyorlar. Buna daha çok sinirleniyor kadın. Nefret ettiği annesine ne kadar benzediğinin de farkında değil. Onun birebir kopyası olduğunu düşünmüyor. Çünkü çocukları kendisi gibi davranmıyor. Bu yüzden daha çok öfkeleniyor. Ama hala kendisinin haksız olduğunu düşünmüyor. Hala toplumda kadının değil erkeğin borusunun ötmesi gerektiğine inanıyor. Kadınların akıllarını başlarına nasıl getireceğiz?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA