• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Meclis'te kadın olmak!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.02.2010, 00:00


Bülent Arınç'ın Güldal Mumcu'nun odasını basıp Meclis'i nasıl yöneteceğine dair ikazda bulunmasıyla başlayan tartışma halen devam ediyor. Ve tartışmanın boyutu erkeklerimizin kadına bakış açısını gayet güzel özetliyor. Her açıklamada "kadınlık" durumu öne çıkarılıyor. Yani kadınların zayıf, hassas ve korunmaya muhtaç varlıklar olduğuna dair vurgu yapılıyor. Örneğin Bülent Arınç, Güldal Mumcu kadın olduğu için, hışımla odasına gitmekte bir sakınca görmüyor. Kadın olması zaten onun Meclis'e yönetemeyeceğinin en somut göstergesi Arınç'a göre. O yüzden ona nasıl davranacağı konusunda öğüt verme hakkına sahip olduğunu düşünüyor.

KISKANÇ VE ALINGAN

Güldal Mumcu CHP'li değil, AK Partili de olsa giderdi odasına ve azarlardı. Tepkiler üzerine yanlış yaptığını söylerken bile "kadınları küçümsemekten" geri durmuyor. Bu kez de gereksiz yere alınganlık yaptığını ifade ediyor. "Pardon kadın olduğunu unuttum" diyor. Yani "Kadınlar çok hassas, duygusal yaratıklar. Zaten bu görev onlara göre değil. Bu yükün altında eziliyorlar. Eh, birisi de gidip ona usul öğretince hemen alınıp, tepki veriyorlar" demeye getiriyor. Yetmiyor, kadınların aynı zamanda "kıskanç" olduklarına ve aslında kadınların erkeklerin değil birbirlerinin rakibi olduğuna dikkat çekmeye çalışarak, "Ona Meral Akşener'i örnek alın dememeliydim" diyor. Yani "İki kadını birbirine düşman etme" taktiğine bel bağlıyor bu kez de. Erkekler ciddiye aldıkları kadın rakiplerini ekarte etmek için, onları birbirlerine düşürmeyi tercih ederler genellikle. Meydan yalnızca kendilerine kalsın isterler.

SAHİBE GEREK YOK!

CHP'liler ne yapıyor dersiniz? Başta Deniz Baykal olmak üzere onlar da "kadın olmak" üzerinde duruyor ve sırf "kadın" olduğu için odasına izinsiz girilemeyeceğini söylüyorlar. Kadın veya erkek fark etmez, kimse kimsenin odasına pat diye dalmamalı. Oturumu yöneten başkan Kemal Kılıçdaroğlu olsa hoş mu karşılayacaktık, Bülent Arınç odasına girip, "Sen nasıl yönetiyorsun?" diye hesap sormasını? Başkan "erkek" olduğu için böyle davranmaya hakkının olduğunu mu düşünecektik? d Ne Başbakan'ın Meclis Başkanı'na "Sen mi susturacaksın, ben mi?" demesi doğru, ne de başbakan yardımcısının başkan yardımcısının odasını basması. Ayrıca ne demek Güldal Mumcu'nun sahipsiz olmaması. Bir kadının sahibe ihtiyacı mı var Allah aşkına? Bir kadın kendi kendini koruyamaz mı? Nitekim Güldal Mumcu, olayın hemen akabinde kürsüye çıkıp konuşarak kendini korumasını bilmiştir. Bir kadının tek sahibi vardır, o da kendisi.

---------------------------------------

Eşler üzerinden siyaset

Bir eleştirim de eşler üzerinden siyaset yapmanın yanlışlığına. Başbakan nasıl da kızıyor eşinin konuşulmasına, eşi üzerinden kendisine sataşılmasına! Çok haklı. Ama aynı hassasiyeti diğer parti liderlerinin eşlerine de göstermeli. Hatırlayın Nimet Çubukçu, devlet bakanıyken, Deniz Baykal'ı, eşi Olcay Baykal üzerinden eleştirmiş, "Eşiyle akşam yemeği bile yemeyen, yanında hiçbir yere götürmeyen biri, başörtüsüyle eşini her yerde temsil eden, eşinin yanından ayrılmayan kadını oraya yakıştıramıyor" değerlendirmesi yapmıştı. O zaman niye susmuştu Başbakan? Neden bunun yanlış olduğunu söylememişti? Yanlış, işimize geldiği zaman doğru, gelmediğinde yanlış olmaz ki! Kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkasına yapmamaktır doğru olan.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA