• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Üstünü kapatmayalım bu kez

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.04.2010, 00:00
Yine Siirt. Bu kez Pervari ilçesi. Yatılı bölge okulunda inanılmaz bir olay gerçekleşiyor. Hakikaten akla hafızaya sığmayacak bir olay.
Yaşları 13-14 arasında değişen 8 erkek öğrenci, 2 ve 3 yaşlarındaki iki bebeğe tecavüz ederek birini öldürüyor, diğerini ölüme terk ediyor.
Yazarken bile insanın tüyleri diken diken oluyor, yüreği sızlıyor. Aile içi şiddete, cinsel tacize, tecavüz haberlerine alışkın ama böylesi ilk kez oluyor.
Oluyor da ne oluyor? Bunları dile getirmek, yazmak, konuşmak suç oluyor! Bizim toplum bu tür olayların yapılmasına değil, açığa çıkarılmasına kızıyor!
Çünkü bu tür olayların üstünü örtmeye alışmışızdır. Öyle olmasını arzularız. Aile içinde olan olaylar aile içinde kalsın isteriz. Duyulsun, bilinsin istemeyiz. Görmezden geliriz. Görmezden gelince olmamış olduğunu farz ederiz. Böylece yapılanlar yapanların yanına kar kalır. Olan tecavüz edilene, ölene olur. Yani kadınlara, kızlara, çocuklara.

KAPALI TOPLUM
Mehmet Tezkan, "Kapalı toplum böyledir. Kadını eve tıkan toplumlarda taciz de tecavüz de sıkça yaşanır. Sosyal hayat daraltıldıkça, toplumun nefes alma alanları ortadan kaldırıldıkça, kızların sinemaya gitmesi bile ayıp sayıldıkça, mahallenin gençleri erkek erkeğe yaşamak zorunda kaldıkça... Ve en önemlisi 12-13 yaşındaki kızlar kadın sayıldıkça. Evlenme yaşına geldikleri kabul edildikçe... Erkek, yaşamın tek hakimi oldukça... Taciz de tecavüz de kaçınılmazdır" diye yazıyor köşesinde.
Peki, buna hala sessiz mi kalacağız? Hükümet, bakanlar, milletvekilleri, medyayı suçluyor. "Bu olay bir yıl önce oldu, yeni değil!" diyorlar. Yeni olmaması üzerinde konuşulmaya engel değil ki!
Peki, yeni değil de ne olmuş? Dava açılmış, olay aydınlatılmış, suçlular cezalandırılmış mı? Hayır! Henüz dava açılmamış, adli tip hala olayı çözmemiş, çocuklar ailelerinin yanında kalıyor. Yani olayın üstü kapatılmaya çalışılmış.

DİNİ BASKI MI?
Fatih Çekirge de şunları yazmış: "Delirmemek elde değil. Nasıl oluyor da dava açılmıyor? Bu vahşetin neresi hala soruşturuluyor? Acaba Adalet Bakanlığı bu sorunun cevabını arıyor mu? Bende bir cevap var. O da şu: 'Dini bir baskı unsuru gibi algıladığı için çocuğa cinsel eğitimi yasaklayan aileler... Cinselliğin suç olduğunu varsayıp çocukları kapalı kapılar ardında bırakan toplumlar... Sonuçta işte böyle bir vahşet kültürü üretiyor. Kendimizi kandırmayalım. Siirt'teki olay Siirt'e özel değildir. Anadolu'nun büyük bölümünde dini kapanmak olarak algılayanların yarattığı baskıdan üreyen bir acıdır bu. İnsanı yaratık haline getiren bir baskı düzenidir bu."
Belli ki hükümetin haberi var bu konudan. Başbakanın eşi Emine Erdoğan'ın var mı acaba? Çünkü önümüzdeki günlerde AB parlamentosunda bir konuşma yaparak Türkiye'deki kadınların durumunu anlatacak Emine Erdoğan. Bu konulara değinecek mi? Değinmese de sorunun çözülmesi için ne yapacak?
Evet, Siirt'e mal etmeyelim olayı ama Siirt'te dini eğitim veren özel külliye sayısında büyük bir artış olduğunu, şehre girildiği anda dikkati ilk çekenlerin bu binalar olduğunu da bir kenara not edelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA