TÜSİAD'ın 40. yıl etkinliklerinin ilk adımı "Çalışma Hayatında Kadın" konferansı. Bunun için Çırağan'da düzenlenen toplantıya giderken Çırağan'ın önünde ellerinde pankart kadınlarla karşılaşıyorum. Sosyalist-Feminist Çalışma Grubu'ndan arkadaşlar, "Çalışmak istiyoruz ama düşük ücretle değil", "Ev kadınlarına emeklilik hakkı" yazılı pankartlarla sessiz bir gösteri yapıyorlar.
Ben yanlarına giderken KAGİDER eski başkanı, CHP'nin yeni pati meclisi üyesi Gülseren Onanç'la karşılaşıyorum.
O da arabadan iner inmez yanlarına gidiyor ve sohbete başlıyor. Kadınlar TÜSİAD'ın görüş talepleri ile oluşan "esnek çalışma" biçimine karşılar, kreş sorununa çözüm bulunmadan kadının çalışma hayatında olamayacağını dile getiriyorlar, kadın emeğinin görünmesini, kayıt dışı ekonomiye çözüm bulunmasını istiyorlar.
KADIN EMEĞİ
Gülseren dikkatlice dinliyor, zaten KAGİDER'den bu konulara duyarlı, işveren olarak kimi konularda farklı düşünse de ortak noktalarda buluşulacağına inanıyorum. Amaç kadının emeğinin karşılığını alması çünkü.
Daha sonra içeriye girdiğimizde ve TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'i dinlerken öğreniyoruz ki, Boyner de gösteri yapanların yanına gitmiş ve onları içeriye davet etmiş. Bu isteği kabul edilmeyince, Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu ile bir toplantı yapmaları davetinde bulunmuş.
Toplantı yapanların, toplantıyı protesto edenlerin yanına gitmesi ve onlarla konuşması, içeri davet etmesi bence son derece şık ve kadınca bir davranış. Kadın farkı bence işte bu
Umarım en kısa zamanda iki grup, hatta diğer kadın örgütleri temsilcileriyle bir araya gelinir ve kadın istihdamının önündeki engeller kaldırılır.
TÜSİAD'ın 40. yılını Kadınının durumuna yönelik bir panelle açması son derece önemli. TÜSİAD'in iki dönemdir başında kadın olması da öyle. Özellikle Ümit Boyner, Arzuhan Yalçındağ'a göre kadın politikalarını bilen bir isim.
TÜSİAD üyesi erkeklerin, kadınların istihdama katılmalarını engelleyerek bir yere varılamayacağını anlamış olmaları da önemli.
Yarın bu konuya devam edeceğiz...
Sosyalist-feministler ne diyor:
Cinsiyetçi istihdam politikalarının derinleştirilmesine itirazları var. Diyorlar ki:
. Bütün kadınların ücretli çalışıp çalışmamalarına bağlı olmaksızın ev kadınlığı yaptıkları ve erkeklerden alacaklı oldukları göz önüne alınmadan oluşturulacak istihdam politikaları kadınları ezilmekten kurtarmadığı gibi kadınlar için daha fazla ezilme anlamına gelebiliyor.
. Hükümet'in TÜSİAD'ın da görüş ve taleplerini dikkate alarak oluşturduğu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası, kadının ev emeğini görmezden gelerek kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği pekiştiriyor.
. Bunun sonuçlarını da yaşamaya başladık. Örneğin kadın istihdamını engellediği gerekçesiyle 150'den fazla kadın işçi çalıştırılan yerde kreş açmanın dışarıdan hizmet alma ile zorunluluktan çıkarıldı.
. Kadınlara regl izninin, işkolları sınıflandırmasında yapılan düzenlemeyle kadınların yoğun çalıştığı Tekstil işkolunda kaldırıldı.
. Bunlar, kadın istihdamının ev içindeki cinsiyetçi işbölümü düşünülmeden "arttırılmaya" çalışıldığına ilişkin somut örnekler.
. Kadınların aile içinde çocuk, hasta bakımı ve ev işlerinden sorumlu olduğu varsayılarak oluşturulan istihdam politikaları kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirir.
. TÜSİAD'ın kadınlara açtığı güvenceli de olsa esnek işlerde çalışma yolu kadınları iş yaşamında eşit koşullarda yer almasını engelleyen ve kadınlara düşük ücrete mahkum eden bir yoldur.