Hemen herkes çocuk sahibi olduğu için çocuk yapmanın, daha doğrusu hamile kalmanın çok kolay olduğunu zannediyoruz. Ama yanılıyoruz. Bu olay, gerçek bir mucize. Evet, her ilişki hamilelikle sonuçlanabilir, bir kez ilişkiye giren bir kadın hamile kalabilir, bir kez bir kadınla yatan erkek, o kadını hamile bırakabilir ama yüzlerce kez ilişkiye girilmesine rağmen hiçbir şey olmayabilir.
İki hücrenin buluşmasıyla başlayan ve yeni bir canlının doğmasıyla son bulan bu oluşumu, sadece spermin yumurtaya girmesi şeklinde anlatmak olmaz. Kadın yumurta hücresi ile erkek sperminin buluşabilmesi için, sperm hücresinin önünde kat edeceği uzun ve zorlu bir yol vardır. Binlercesinden pek çoğu bu engebeli yolda telef olur ve çok azı yumurtalık kanalında bekleyen yumurta hücresine ulaşır. Sadece bir tanesi döllenmeyi başarır.
Ocak ayından itibaren sosyal medyada yayınını sürdüren Rengarenk Kırmızı'da bu mucizenin detayları da yer alıyor. Merak edenlerin okumasını öneririm.
NASIL OLUYOR?
Kısaca özetlersem; döllenme için öncelikle sağlıklı bir yumurta ve sağlıklı bir sperm hücresi gerekli. Kadınlarda, adetin ilk gününden itibaren yumurtalıkların birinde bir yumurta gelişmeye başlar. Bu yumurta gelişir ve 28 günde bir adet gören bir kadında yumurtlama olayı 14 günde gerçekleşir. Gelişen bu yumurta, yumurtalıktan dışarıya atılır. Bu olaya "yumurtlama" veya tıp dilinde "ovulasyon" denir. Yumurta bir toplu iğne başı kadar küçüktür.
Döllenmenin olabilmesi için çok önemli iki unsur gereklidir.
1- Gelişmiş yumurtanın "Fallop Tüpü"ne (yumurtalık kanalı) isabet etmesi. Yumurta tüp tarafından bir elektrik süpürgesinin vakumu gibi çekilir ve tüpün içine girer.
2-İşte bu oluşum esnasında kadın cinsel birleşmeye girerse, önce rahim içine ve oradan da tüplere geçen milyonlarca spermden bir tanesi atak davranıp bu yumurtayı döller.
HAZIR AİLE
Niye bu konuya değindim? Geçen gece uykum kaçınca televizyon kanallarında gezinirken bir filme rastladım; Glenn Close ile James Woods oynuyor, eski bir film, 80'lerden kalma. Bir tarafta hali vakti yerinde, birbirini seven orta yaşta bir çift var. Tek eksikleri çocuk. Ne yaparlarsa yapsınlar olmuyor işte. Çocuğu meydana getirecek olan o yumurta o kanala girmiyor ve o sperm o yumurtaya ulaşamıyor. Çözümü evlat edinmekte bulmuşlar. Kurum aracılığıyla buldukları çift ise evli değil, henüz çok gençler ve çocuk sahibi olmaya hazır hissetmiyorlar kendilerini. Onlar da bir kazaya kurban gitmişler. İstemedikleri bir bebek. Hamileliğin son ayında genç kız yanlarına geliyor, doğuma birlikte giriyorlar. Çok mutlu, çocuğu evlat edinecek olan çift. Zaten bebeğin odası, her şey hazır. Doğum yapan genç anneye gelince. Kendini hazırlamış çocuğunu vermeye ama veremiyor. Vermekten vazgeçiyor. Sonrası tatlıya bağlanıyor. Genç anne çocuğa bakamayacağını, daha doğrusu diğer çift kadar iyi yaşam ve gelecek veremeyeceğini düşünerek bebeği onlara veriyor.