KA.DER deyince aklınıza ne geliyor? Kadın ve siyaset değil mi? Kurulduğundan bu yana kadının siyaset yapmasının gerekliliğini geniş kitlelere anlatmak için demeçler verdi, kampanyalar düzenledi, etkinliklere imza attı KA.DER. Öncelikle ülkemizdeki "kadınsız siyaset" ayıbını tüm açıklığıyla ortaya koydu. Sonra bu ayıptan kurtulmak için yapılması gerekenleri sabır ve inatla herkese anlattı. 15 yıl boyunca "kadınsız demokrasi olmaz" fikrini yaygınlaştırdı. Aradan geçen süre içinde yapılan 4 genel ve 3 yerel seçim boyunca kadın adayların görünür olmasını sağlarken, kadın siyasetçileri de güçlendirdi, teşvik etti. Ve o tarihlerde Meclis'teki oranı yüzde 2 olan kadın siyasetçi sayısının yüzde 14'lere çıkmasını başardı.
15 YIL ÖNCE
Bu aslında "Kadınlık durumunun bilincinde olan, bunu sahiplenen, dillendiren, kadınlara özgü sorunlar karşısında duyarlı davranan ve kadın dayanışmasına önem veren" kadınların başarısı. KA.DER'i de 4 Mart 1997'de onlar kurdu. Beşiktaş Yıldız'daki bir apartmanda yapılan toplantılarda ben de vardım. Hemen herkes çalıştığı için mesaiden sonra yapılırdı toplantılar. Saatler süren toplantılardan, yoğun çalışmalardan sonra Şirin Tekeli'nin başkanlığında kurulan derneğin tek bir amacı vardı. O da; kadınların seçimle gelinen siyasal görevlerle kamu görevlerindeki sayısını ve oranını artırmak, kadın seçmenlerin eşit temsil hakkından yararlanmasını ve bu yolla demokrasinin ve tüm toplumun güçlendirilmesi için çalışmak.
YENİ YÖNETİM
Cumartesi günü KA.DER'in 8. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Genel Başkan Çiğdem Aydın, 2. başkanlık dönemine başladı ve yeni genel yönetim kurulu ve danışma kurulu üyeleri seçildi. KA.DER'in kendisi başlı başına bir demokratik model. Rotasyon ilkesiyle, (2 dönemden fazla başkan ve aday olunmuyor), her partiye eşit mesafesiyle, inandığı değerleriyle örnek bir oluşum. Kurucuları arasında olduğum bu derneğin yönetiminde bulunmamıştım bugüne kadar. Her şeyin bir zamanı varmış, sağ olsunlar, bu yıl beni de aday gösterdiler ve verilen oylarla danışma kuruluna seçildim. Amaç belli, hedef de öyle. "Meclis'te en az yüzde 10 kadın" olmalı çıtasını çoktan aştık. Artık "Meclis'te yüzde 50, yani 275 kadın"ı hedefliyoruz. Eşit temsil için, gerçek demokrasi için bu şart.
Bir önemli konu da yeni anayasa çalışmaları. Yıllarca süren mücadeleler sonunda kazanılan hakların korunması, genişletilmesi, parlamenter rejimin korunması gibi konular için de çalışmalar yapılacak. KA.DER'i izlemeye devam edin.