• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Moda diyetler

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.05.2012, 00:00
Malum yaz geldi, diyet yapma dönemi de çoktan başladı. Gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda diyet reçeteleri. Hatta zayıflama programımız bile var. En çok satan kitaplar listelerine baktığımızda da diyet kitaplarını ilk sıralarda görüyoruz. Demek ki hepimiz zayıflamak veya kilo olmadan sağlıklı beslenmenin peşinden gidiyoruz.
Kimi görsem bir diyet yapıyor, moda diyetlerden birini. Bir başkası onunla ilgili hiç de iyi şeyler söylemiyor, diğerini methediyor. Bir diğeri onu beğenmiyor.
En iyisi bir bilene sormak. Beslenme ve diyet uzmanı Ebru Güneş Yağcı, "moda diyetleri" yapanların yüzde 90'ının en geç iki yıl içersinde verdikleri kilonun üzerine yüzde 10 daha fazla kilo ilave ederek şişmanlık oranlarını artırdıklarını söyleyerek önemli bir konuya parmak basıyor.
Kilo vermek uğruna sık sık yapılan ve metabolizmayı bozan diyetler yerine düzenli olarak yediklerimize dikkat etmenin daha ekili ve kalıcı bir yöntem olduğunu belirterek şunları söylüyor:

METABOLİZMA

Çünkü moda olan diyetlerin amacı, sorunu tıbbi yaklaşım içinde çözmek değil, olayı ticari boyutu ile ön plana çıkarmak.
Çünkü moda diyetler, uygulayıcıları inandırabilmek ve yeni müşteriler kazanabilmek için mutlaka kısa sürede kilo verdirmek zorundadırlar. Genellikle tek tip beslenmeyi amaç edinen, düşük kalorileri nedeniyle insanları aç bir şekilde gün geçirmeye mahkum eden bu tip diyetler ruhsal dengeyi altüst ederler.
Ebru Güney Yağcı, diyet bittikten sonra ortaya çıkan tabloya da dikkat çekiyor. Moda diyetlerin vücudumuza verdiği ilk zarar metabolizmayı bozması. Düşük kalori alımı nedeniyle yavaşlayan metabolizma enerji harcamasını minumuma indiriyor ve normal beslenme düzenine geçildiğinde verilen kilolar fazlasıyla geri alınıyor. Üstelik bu kilo verme serüveninde kaybedilen kilolar ne yazık ki istediğimiz yağ dokusundan değil de yağsız doku kitlesinden gerçekleşiyor.
Bu arada bazı besin ögelerinin yetersiz alınmasından dolayı yeni hastalıklar da kapımızın dibinde oluyor. Mide-bağırsak problemleri, kalp-damar hastalıkları, kansızlık, saç dökülmesi, dikkat eksikliği, gerginlik, yorgunluk ve depresyon gibi psikolojik hastalıklarla da tanışmış oluyoruz.

KİŞİYE ÖZEL OLMALI

Son moda diyetlerin bir diğer oyunları da kişilere özel olmamaları. Çok yaşlı bir kişiye de, çocuğa da, kadın-erkek fark etmeden herkese uygulanması. Oysa esas önemli olan kişiye özel diyetin uygulanması. Mesela ben tatlıya düşkünüm, bir arkadaşım ise ağzına tatlı koymuyor. İkimizin yapacağı rejim farklı olmalı, ben tatlıyı kesmeliyim, o da neyi en çok tüketiyorsa. Mesela on gündür deli gibi erik yiyor, tuza batırarak. Ben de hayata yiyemem, birini yerken görsem tuhaf olurum. On günde bir kilo aldı erik yüzünden. Tuz su topluyor çünkü, ödem yapıyor. Onun eriği. Benim dondurmayı azaltmam lazım. Ebru Yağcı da, fiziksel ve ruhsal olarak sağlığımızı tehdit etmeden, kişiye özel olarak hazırlanmış, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek kilo yönetimini öğrenebilmemiz gerektiğini söylüyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA