Bu sene çocuk bayramını İstanbul'daki yetiştirme yurtlarında kalan çocuklardan bazıları ile geçirdim. İTO Kadın Girişimciler Kurulu'nun düzenlediği etkinlikle 500'ün üzerinde çocuk Kandilli'deki Cemile Sultan Korusu'nda eğlendi. Neşe içinde kahvaltı eden çocuklar, daha sonra oyunlar oynayıp, şarkı söyleyerek dans ettiler.
Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice Güner Kal, ilk kez düzenlenen bu etkinliği bundan böyle her yıl devam ettirmek istediklerini söyledi. Çalışmaları bununla sınırlı değil. Özellikle lise sonda okuyan çocukları hayata hazırlamayı ve iş bulmalarına yardımcı olacak mesleki eğitim vermeyi planlıyorlar.
Teknik eleman, satış temsilcisi gibi iş dünyasının bulmakta zorluk çektiği kalifiye elemanları yetiştirmek için kolları sıvamışlar. Bu konuda Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı da en büyük yardımcıları.
SEVGİ EVLERİ
Bakan Fatma Şahin'in basın danışmanı Ayşe Kesir, çocuk esirgeme yurtlarında kalıp liseden mezun olan çocuklara hemen iş imkanı sağlandığını söyledi. Bu nedenle ailelerin çocuklarını özellikle yurtlara verdiğini söyleyen Ayşe Kesir, esas amaçlarının çocukların aile yanında kalmalarını veya yurtlar yerine evlerde yaşamalarını sağlamak olduğunun da altını çizdi.
Bu konuya daha önce de birkaç kez değinmiş, İzmir'de ve diğer illerde başlatılan uygulamalardan söz etmiştim. Sevgi Evleri adı verilen bu proje ile çeşitli yaş gruplarına ait çocuklar, bakıcı anne ve babalarla birlikte yuva yerine evlerde kalıyorlar. Bu evlerin orta gelire mensup ailelerinin yaşadıkları mahallelerde olmasına özen gösteriliyor. Böylece çocuklar yurt yerine evlerde yaşayarak, aile sıcaklığından uzaklaşmamış oluyorlar.
KIZ-ERKEK ÇOCUK FARKI
Yurtta veya evde büyüsün, kız veya erkek çocukların düşünce ve davranışları pek değişmiyor. Hem toplumsal algı hem de onların fizyolojik yapıları kadın-erkek farını her zaman ortaya koyuyor. Erkek çocuklar sert oyunlara meraklılar. Vurmak, kırmak, hareketlerinin doğal parçası. Yüzlerine ya aslan, kaplan gibi hayvan ya da zombi, korsan resimlerinin yapılmasını istiyorlar. Kızlar ise makyaj peşindeler. Boyalarla dudaklarını ve gözlerini boyayarak daha güzel olduklarını düşünüyorlar. Erkekler maç yapmayı tercih ederken kızlar şarkı söyleyip, dans etmekten yanalar. Küçücük kızlar dansöz gibi gerdan kırıp kalça kıvırmayı ne zaman ve kimden öğrendiler diye merak etmeden duramıyor insan. Televizyonun gücü burada ortaya çıkıyor işte. Diziler, klipler, gündüz kuşağı ve magazin programları, erkek çocuklar için de spor programları geleceklerini şekillendiren en önemli unsurlar.