• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Belediyeler kimindir?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.07.2013, 00:00
Önümüzde yerel seçimler var. Önemli bir seçim dönemi. Gezi olaylarından sonra çok daha büyük önem kazandığını düşünüyorum bu seçimin. Şu sıralar partilerde hummalı bir biçimde adayların belirlenmesi için kulisler yapılırken, seçmenler partisinin kimi aday olarak göstereceği üzerine yorumlar yaparken, belediyecilik üzerinde konuşmayı, tartışmayı ihmal etmememiz gerekiyor.
Örneğin belediye kimindir? Kentte yaşayanların mı, yoksa seçimi kazanan partinin mi?
Elimde "Yerel Yönetimler Anlayışında Yeni Yaklaşımlar Sempozyumu"nda yapılan konuşmaların ve bildirilerin yer aldığı bir kitap var. 2010 yılında Okan Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu tarafından düzenlenen sempozyumda söz alan konuşmacıların, "sosyal belediyecilik, kentsel dönüşüm, yerinden yönetim" hakkındaki konuşmalarının yer aldığı kitabı, yerel yönetimlere aday herkesin okuması gerekiyor.

VATANDAŞIN ALGISI NE?

Gelelim sorumuza. Sempozyumda konuşan Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Eray Arıkboğa, "Belediye kimindir?" sorusuna şu yanıtı veriyor:
"Bu soruya hemen, belediye, tabii ki kentte yaşayanlarındır, belediyede yönetimi kazanan parti bir süreliğine bu hakkı elde etmiştir, ancak başkan sadece kendisine oy verenlerin değil, bütün kentin ve kentlilerin başkanıdır, denilebilir.
Ancak yukarıdan değil, aşağıdan bakmak ve vatandaşların algısına bakarak bu soruya cevap aramak gerekir" diyor.
Örneğin kentte yaşayan bir kişi, "Ben belediyeye gittiğimde belediye ben etkili biçimde dinler, söylediklerimi dikkate alır, önerimi, sorunumu kayda değer bulur, imkanlar ölçüsünde yapılabilecek bir şey varsa bunu yapmaya çalışır?' diye mi düşünüyor yoksa "Belediyeye giderken, ya belediyede bir bağlantım olmalı ya da kendimden bir parçayı orada görmem gerekir?' diye mi düşünüyor?"

TEMSİL VE KATILIM

Arıkboğa'ya göre sorunun cevabı halkta oluşturulacak algıya bağlı. Yönetimin bütün samimiyetiyle yönünü halka dönmesi, tüm kenti kucaklayacak biçimde bir izlenim vermesi ve bu tür sinyalleri sürekli göndermeye çalışması bir ilk adımdır. Halkın, yönetimden gelen bu sinyallere bakarak kendi konumunu belirlemesi de karşı adımdır.
Birinci durum söz konusu ise, yani belediye yönetimi halka "kişisel referansa veya bir meslek veya hemşeri grubu veya parti teşkilatına bağlı olmadan sadece kentte yaşayan birisi olarak belediyeye gittiğimde yeterli ilgiyi görürüm" algısı yaratmış demektir.
İkinci durumda "temsil" ediliyor olmak, yönetime katılabilmenin bir ön koşuludur. Bu durumda vatandaş eleştiri ve önerilerini belediye etkili bir şekilde iletebilmek için, kendilerini temsil eden meclis üyelerinden yararlanmaya çalışacaktır. Ama bunun için de belediye meclisine bir temsilci göndermiş olması gerekir. Temsilci göndermeyi başaramamış ise zaten arada sağlıklı bir diyalog olmaz. Katılım hiç olmaz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA