• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadının çalışma hakkı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.09.2013, 00:00
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: çalışan kadınların doğum izninin artırılması iyi bir şey mi, kötü mü? Yani kadının lehine bir gelişme mi, aleyhine mi? Aynı soruyu işveren için de sorabiliriz, devlet için de, aile için de.
Ama önce kadının çalışma hakkında söz edelim. Evin dışında çalışmak, kadının en doğal hakkıdır. İnsani hakkıdır. Hani kadın ve erkek hakları söz konusu olduğu zaman, kimileri "önemli olan insan haklarıdır, insan haklarına uyulması yeterlidir" diyor ya, bazen yetmiyor işte.
Çünkü erkeğin çalışma hakkına yönelik bir engel yok ama kadının çalışma hakkı bir şekilde devlet aile toplum tarafından gasp ediliyor.
Koskoca adamlar, okumuş-yazmış hatta "gönül dostu" diye tabir edilen kişiler televizyonlara çıkıp "Kadının evin dışında çalışması kötü bir şeydir. Çalışmak evde kocasına hizmet edeceği yerde gidip başkalarına hizmet etme onursuzluğu demektir. Bu nedenle boşanmalar artıyor çoluk çocuk ortada kalıyor" diyebiliyorlar. Bu söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını bilmelerine rağmen söylüyorlar üstelik.

EV KADINLIĞI YETERLİ Mİ?

Müge Anlı'nın programını seyreden herkes, dram yaşanan ailelerde kadınların yüzde 90'unun ev kadını olduğunu, hem de kendi istedikleri gibi dışarıda çalışmayı asla düşünmeyen, kocasına hizmet etmekten ve çocuklarına bakmaktan başka bir hedefi olmayan kadınlar olduğunu görüyor. Neredeyse hepsi muhafazakar hatta mutaassıp aileler. Ama bir insanın iyi dürüst ahlaklı olması için sadece ev kadını olması yetmiyor. İyi bir eş iyi bir anne/baba olması için de yetmiyor.
Hatta bir örnek daha vereyim. TRT televizyonlarında Süper Dadı adlı bir program var. Çok yararlı bir program. Süper dadı sorun yaşanan çocuklu ailelere gidip sorun çözüyor. Çözümler aslında son derece basit. Bir takım kurallardan oluşuyor. Sonuçta çocuklar birer küçük insan. Onlara neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlatmanız, ona kurallar çizmeniz gerekir ve bunları sadece yasaklarla öğreterek bir yere varamazsınız, sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirirsiniz.
Benim seyrettiğim bölümlerin hepsinde anneler ev kadını ve çalışmak gibi bir niyetleri de yok. Ama ne yazık ki çocuklarıyla baş edemiyorlar. Onları ne zamanında yatırabiliyorlar ne de doğru dürüst yemek yedirebiliyorlar.

KALİTELİ ZAMAN

Ve evde korkunç bir kargaşa, çocuklarda korkunç bir öfke var. Anneye babaya kardeşlerine hatta kendilerine bile zarar verebilecek bir öfke içindeler. Oysa anneler bütün gün evdeler. Niye böyle? Çünkü 24 saat çocuğun yanında olmak iyi bir anne olmak için yeterli değil. Önemli olan ona davranış biçimi.
Süper dadı kurallar koyarak, yasaklama değil ödül sistemi getirerek sorunları çözüyor. Örneğin evden çıkmadan önce çocuğa "alışverişe gideceğiz ama bugün sana oyuncak almayacağız. Eğer yemeklerini kendin yersen ve saatinde yatarsan kazandığın puanlarla sana oyuncak alacağım" deyince çocuk hem söylenenleri yerine getiriyor hem de markette ağlamıyor.

EN DOĞAL HAK
Konuyu uzattım ama dışarıda çalışmanın bir kadının anneliğini etkilemediğini anlatmak istedim. Önemli olan kaliteli zaman geçirmek. Dolayısıyla çalışmak istemek kadınlar için evlerini ve çocuklarını ihmal etmek anlamına gelmiyor. Tam tersi istedikleri bir şeyi yaptıkları için mutlu olmaları bu da daha iyi bir anne ve eş olmaları anlamına geliyor.
Kısacası çalışmak bir kadının en doğal en insani hakkıdır. İlk eşiği geçtik mi? Yarın da sıra başta sorduğumuz sorulara vereceğimiz yanıtta.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA