• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Diziler ve haberler

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.03.2014, 00:00
Kıskançlık ve rekabetten söz etmeye devam ediyoruz. "Catfight/Kedi Kavgası" kitabının yazarı Leora Tenanbaum'un Versus Yayınları tarafından dilimize "Saç Saça Baş Başa/Kadınlar Arası Rekabet" diye çevrilen kitabında iki duygunun akraba olduğunu ama aynı şey olmadığını belirterek, "İkisi de toplumsal eşitsizlikten kaynaklanır ve sonuçta psikoloik olarak yetersizlik hissi yaratır" diyor.
Aradaki farkı ise şöyle açıklıyor:
Önce kıskançlık...
"Kıskançlık yani onun sahip olduklarını istiyorum hissi işbirliği olasılığına açıktır. Onun sahip olduklarına özeniyor olabilirim ama bu durum onu benden daha iyi biri yapmaz ve bu, birlikte çalışmayacağımız anlamına gelmez. Genelde kıskançlığımla başa çıkabilirim çünkü bilirim ki birlikte çalışma, kıskançlığa neden olan eşitsizliğe eleme fırsatı yaratır."

ARADAKİ FARK
Şimdi rekabet...
"Rekabetçilik yani ondan üstün olmak istiyorum hissi çoğu kere işbirliği yapmayı engeller. Kadınlar birbirini rakip olarak gördüğünde, kendimizi üstün hissetmeyi, rakiplerimizinse aşağılarda yer almasını arzularız. Sonuçta işbirliği ile elde edebileceğimiz bir şey olduğuna inanmayız çünkü aramızdaki eşitsizliği sürdürmek isteriz."
Kıskançlık çok hoş bir duygu değil. İçten içe yıkıcı bir duygu da. Rekabet ise daha farklı. Yıkıcı olabilir ama gizli-saklı olursa. Açıkça ifade ediliyorsa olumlu bir duygu da olabilir. Leora, "Rakip, kişinin tek başına ulaşamayacağı hedeflere ulaşmasını sağlayabilir" diyor ve şu örnekleri veriyor:
"Havuzdayken, kulvarda senden daha iyi yüzen biri varsa, kendimi daha zorlar ve daha hızlı yüzerim. Eğer bir arkadaşım başarılı bir iş teklifi alırsa, ben de benzeri işlere ulaşabilmek için motive olurum."

TEHDİTKAR KADINLAR
Aslında erkekler bunu yapıyor. Gizli saklı değil açıkça yapıyorlar. Birinin otoritesini baltalamak istiyorsa direkt söylüyorlar. Kadınlarınsa perde arkasından yapmaları isteniyor. Doğasında yok ya, öyle empoze ediliyor ya, diplomatik olmaları, perde arkasından entrika yapmaları, kurnaz olmaları bekleniyor.
Rekabetçi, sinsi ve kurnaz olmak, kadınsılık klişesinin unsurları oluyor. Kitabına adını verdiği "Kedi kavgası" ABD'de kadınlar arasındaki saldırgan çatışmaları alaycı ve aşağılayıcı bir dili tanımlamak için kullanılıyor. Bizde de saç saça baş başa dövüşmek tabiri daha yaygın. Birbirlerinin kuyularını kazmaları zevkle seyredilir. "Diziler" kadın kavgalarının meşru alanlarından biri. O yüzden çok seyrediliyorlar. Erkek kavgalarını izlemek için ise "Haberler" takip ediliyor.
Şöyle bir tespiti de var Leora Tanenbaum'un: "Bana öyle geliyor ki kadınların toplumsal gücü arttıkça rekabetçi kadın klişesi de güç kazanıyor. Çünkü ne kadar çok güç elde edersek, o kadar çok tehditkar oluyoruz" diyor.
Haklı değil mi?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA