• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadından her şey olur

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09.04.2014, 00:00
Ne demeli bilmiyorum ki! Gerçekten bilmiyorum ve artık çok öfkeleniyorum. Ne demek "Kadın belediye başkan yardımcısı ile çalışmam, bu zaten dinen mümkün değil!" Böyle kişiler başkan adayı olabiliyorlar? Bu partiye gönül veren, üye olan ve karar mekanizmasında yer alan, milletvekili seçilen, bakanlık yapan ve belediye başkanı seçilen kadınlar neden ses çıkarmıyorlar? Sessiz kalmak onaylamak anlamına mı geliyor? Aslında bu tür ayrımcılıklar için kurulan ve adından zamanla kadın çıkarılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve ona bağlı olan KSGM konuyla ilgili bir açıklama yapacak mı? Yapmayacaksa geçtiğimiz hafta toplantısına katıldığım 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı' çalışmaları boşuna mı yapılıyor? Biz laf olsun diye mi toplanıp strateji belirlemeye çalışıyoruz? Sevgili Ayşenur İslam, sevgili Fatma Şahin, sevgili Nimet Çubukçu, sevgili Belma Satır ve diğerleri... Sizlerden bir açıklama bekliyoruz.

NİYE İSTİFA EDELİM?
Şahsen en yüksek oyla belediye meclis üyesi seçilen Nurten Ertuğrul'un istifa etmesini de doğru bulmuyorum. Kalmalı ve hakkını aramalı ve mücadele etmeliydi. Etmeli de. Madem ki seçildi, Bingöllü kadınlar ve erkekler ona güvenerek oylarını verdi. Niye çekip gidiyor? Gitmemeli. Bizler sonuna kadar arkasındayız. Başkan yardımcısı olmayabilir. Ama meclis üyeliğine devam etmeliydi. Kadınları istemeyen erkeklerin de isteği bu değil mi zaten? Kadınları eve göndermek istiyorlar. AK Partili erkekler arasında da böyle zihniyette olanlar var, CHP'liler içinde de, MHP'liler içinde de. Okumuş yazmış erkekler arasında da kadınların sosyal hayatın içinde olmasını istemeyenler var okumamışlar arasında da. Bu bir ortak erkek davranışı. Öylesine sığ düşüncelere sahipler ki ben onlar adına utanıyorum görüşlerini duyduğum zaman. Geçenlerde şöyle bir konuşmaya şahit oldum mesela: "E canım kadınlar da hemen evleniyor! Tam işe alışıyor onu kendine asistan yapacaksın veya önemli bir görev vereceksin gidip olmadık adamlarla evleniyorlar. Sonra da hamile kalıyor. Olmaz ki!"

KADINLAR EVLENMESİN Mİ?
E ne yapsın peki? Kadınlar evlenmesin mi? Bir kadın hem evlenip hem çalışamaz mı? Çalışma hayatına devam edecekse bekar kalması mı gerekiyor? Evlenme ve anne olma hakkını elinden mi alıyoruz? Aynı hakkı erkeklere de tanıyor muyuz? Genç bir erkek çalışmaya başlar başlamaz evlenmeye karar verdiğinde, "Hop bir dakika. Ne evlenmesi? Ne demek baba olmak? Önce işini yap kendini kanıtla mı?" diyoruz? Erkeğe göstermediğimiz bir davranışı kadına niye gösteriyoruz? Toplumsal cinsiyet eşitliği de tam budur işte. Kadınlık ve erkeklik durumları ile değerlendiriyoruz kadın ve erkek cinsini. Bu durum da kadınların çalışma hayatında olmasını engelliyor. Ne yapalım yani çocuğu kadın taşıyor ve emziriyorsa! Bu ayrıcalığı onun işten geri kalmasına sebep mi olmalı? Tam tersi çocukları düşünen ve önemseyen bir toplum anneyi de önemsemek ve mutlu etmek zorunda. Ayrıca yok öyle çalışan kadının çocuğu mutsuz ve sorunlu diye veriler. Tam tersi araştırmalar 24 saati çocukla geçirmenin yanlış olduğunu gözler önüne seriyor. İnanmıyorsanız daha önce TRT'de şimdi de Star'da yayınlanan 'Süper Dadı' programının birkaç bölümünü izleyin. Anneler ev kadını ama çocuklarla iletişim sıfır. Çünkü annelik çocuğun altını temizlemek karnını doyurmak ve her isteğini yerine getirmekten ibaret değil.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA