• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kocayı kim tutabilir!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.07.2014, 00:00
Kadına yapılan şiddetten söz ediyoruz ya, gelin somut bir örnekten yola çıkarak konuya yaklaşalım.
Kadını yakından tanıyorum. Otuzbeş yaşını geçmiş iki çocuk annesi. Kocasıyla aşk evliliği yapmış. Severek evlenmiş yani kimsenin baskısı altında kalmadan. Şehirli bir kadın zaten. Erkek kardeşlerine tanınan özgürlüğe sahip biri. Çalışıyor, para kazanıyor, kendine ve çocuklarına bakacak güçte. Evlilikler flört veya nişanlılık aşamasındaki gibi güle oynaya yaşanmıyor genellikle. Sorunlar hemen kendini göstermeye, çiftler egemenliklerini ötekine hissettirmeye ve birbirinin hayatına karışmaya başlıyor. Bu karışma işini erkekler de yapıyor kadınlar da. Neyse. Bizim öykümüzdeki kadınla erkek de anlaşamıyorlar. Ama arka arkaya iki çocuk oluyor. Kimi zaman aileler araya giriyor ve evlilik kör topal yürümeye devam ediyor.

DEVLET ERKEĞİ TUTUYOR

Bu arada kadın başkasına aşık oluyor. Evlilikten umudunu kestiği için de boşanmadan yana tercihini kullanıyor. Kimilerine göre kadın suçlu. Doğru. Evlilik birliği içinde ne kadın ne de erkek aldatmamalı. Ama eğer evlilik birliği çatırdamışsa, gelecek yoksa ve o arada kalp başkaları için çarpmaya başlamışsa doğru olan evliliği bitirmek. Kadın da bunu yapıyor. Kalbi başkası için çarpmaya başlayınca ayrılmak istiyor. Ne var ki erkek boşanmak istemiyor. Kadının başka birini sevdiğini öğrenince de kıyameti koparıyor. Sonuçta aldatılmak kimsenin hoşuna gitmez. Erkek bunu gurur meselesi haline getiriyor ve "aldatma/aldatılma" kozunu kullanarak kadına hayatı zindan ediyor. Devlet de erkekten yana tavır alıyor. Bu ülkede polisler, savcılar, avukatlar, hakimler hep erkekten yana. Kadına yaşam hakkı tanınmıyor.

KADININ YAŞADIKLARI

Neler yaşadığını kadından dinleyelim:
"Boşanmam tam üç yıl sürdü. O süre içinde tam bir kabus hayatı yaşadım. Çocuklarımın yanında bana küfür etti, yanımdan onları alıp götürdü, 'bir daha annenizi görmeyeceksiniz?' deyip geri getirmedi, küçücük çocuklarım telefon açıp 'anne lütfen gel, bizi al' diye yalvardı. Beni ve ailemi öldürmekle tehdit etti. Çocuklarımın okuluna gidip okul müdürü dahil olmak üzere herkese beni kötüledi ve onlara da küfürler etti.
Ben ne yaptım? Çocuklarımla birlikte psikoloik destek aldım, onlar etkilenmesin diye kitaplar okudum. Çocuklarıma asla babalarını kötülemedim. Ama o beni kötülemeye hep devam etti."
Boşandıktan sonra her şey bitiyor mu? Ne gezer? Boşanmalarının üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen erkek hala uğraşıyor kadınla. Çünkü mutlu olmasını istemiyor. Son olarak da kadın sevgilisiyle tatile gittiği ve mutluluk pozu verdiği için de çocuklarının velayetini almak için dava açıyor. Ama dediğim gibi devlet hep erkekten yana. Örneğin boşanma sürecinde kadın her an öldürüleceği korkusu yaşıyor. Yolda yürürken, işe giderken, araba kullanırken hep tedirginlik içinde. Savcıya gittiğinde ise şu yanıtı alıyor: "O kadar çok bu tür şikayetler alıyoruz ki, artık biz de bu konu üzerinde durmuyoruz!"
Durum budur işte...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA