Hürrem olarak sevip benimsediğimiz Meryem Uzerli bir röportajında doğumdan sonraki 4 haftalık sürecinde bebeği ile tek başına olduğunu söylemiş. Ne annesi varmış yanında ne arkadaşı ne de profesyonel bir yardımcı. Anne-kız 24 saat baş başalarmış. Nedenini de şöyle açıklamış: "İkimiz baş başa kalalım istedim. Panik olmadım. Sonuçta bu bir bebek. Ne istiyor? Uyku, sevgi, güven. Bir de süt istiyor ve altını temizlemen gerekiyor."
Hepsi bu. Ama bunu yapabilmek için annenin sakin ve huzurlu olması gerekiyor. Anneliğe hazır olması ve kendini güvende hissetmesi. Meryem Uzerli sakin ve huzurlu olmadığı için, şöhretinin zirvesinde olmasına karşın her şeyi bırakıp gitti. Tepkilere aldırmadı. İsteği sakin ve huzurlu bir ortamda olmaktı. Bulduğu için bebeğini de sakin ve huzurlu bir ortamda büyütüyor.
Aslında bir bebeğin ilk aylarda sadece anneye ihtiyacı var. Çünkü dokuz ay annenin karnında yaşamaya alışmış. Çıktığında kendini panikte hissetmemesi için yine annenin dokunuşuna, kokusuna, sıcaklığına ihtiyacı var. Bütün memeli hayvanların öyle. Aradıkları anne sıcaklığı, anne sütü ve anne koruması.
BASİT KURALLAR
Bunu ona verdiğiniz zaman kendini güvende hissediyor. Hele bir de iletişim kurarsanız. Onu anladığınızı ve sevdiğinizi hissettirirseniz, ondan mutlusu olamaz.
Çocuk bakımı ile zorluklar büyüdükçe başlıyor. Ama çok basit kurallar ve disiplin ile bunların da üstesinden gelmek mümkün. Çocuğu belli saatte uyutmak mesela. Basit ama çok önemli bir kural. Akşam olduğunda yani hava karardığında yatmaya alışmalı. Bunu da bebeklikten itibaren öğrenecek. Eğer anne-baba kendi zevkleri için, bebekle daha çok vakit geçirmek ve sevmek için onu yatırmazlarsa çocuk da onlar yatağa gidinceye kadar yatmamaya alışır. Uykusu gelince yatmaya alışırsa da nerede olursa olsun uyur ve ses çıkarmaz, uykusuzluğun sonucu olarak garip ve sevimsiz hareketler yapmaz.
Çocukların yaramazlık veya aksi hareketlerinin altında sevgi ve ilgi arayışının yatıyor. "Benim çocuğum çok yaramaz" diyen anne aslında "Benim çocuğum ilgisiz ve sevgisiz" demek istiyor. Çocuğuyla yeteri kadar ilgilenmediğini itiraf ediyor. Bunun farkına varmaları gerekiyor. Aslında uzmanlar fırsat bulduklarında katıldıkları tv programlarında bunu söylüyorlar ama yeterli algı yaratılamıyor.
YASAK YERİNE ÖDÜL
Öyle yanlış şeyler söylüyor ki anneler çocuklarına. Geçen gün bankada sıra beklerken 3-4 yaşındaki bir kız bankanın içinde koşturuyor. Anne yanına gelmesini söylüyor ama isteyerek değil. Söylemesi gerektiğini düşündüğü için söylüyor. Aslında çocuğuyla birlikte dikkat çekmek hoşuna gidiyor. Biliyor ki insanlar şirin ve yaramaz çocuğu "bir süreliğine" severler.
"Hadi gel yanıma yoksa şu amca kızacak sana!" diyor etrafa bakarak. Amcalar bazen polis bazen doktor bazen baba bazen öcü olur. Kendi sözlerini dinletemedikleri zaman başkalarından medet umulur. Çocukların kafasında da polis/doktor/öcü/baba konusunda farklı algılar yaratılır. Oradaki amcalardan biri oyuna katılır. Ama "kızgın amca" kozu işe yaramayınca bu kez ödül devreye girdi: "Uslu durursan dondurma alacağım. Ya da cips. Hangisini istersin? Cips mi, dondurma mı?" Korkutmaktansa ödüllendirmenin daha doğru bir yol olduğunu söyleyelim. Ama bunu evden çıkmadan önce yapması daha yerinde olurdu. "Şimdi bankaya gidiyoruz. Eğer sözümü dinlersen çıktığımızda sana dondurma veya çikolata alacağım" demenin daha etkili olduğunu belirtelim. Akıllı anneler öyle yapıyor. Meryem Uzerli de öyle yapacaktır.