• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadınım ezelden

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.12.2014, 00:00
Bu yılın en sevdiğim dizilerinden biri "Urfalıyam Ezelden". Konu tanıdık. Bir tarafta hali vakti yerinde bir aile ve bu ailenin biricik kızı, diğer tarafta kendi halinde bir ailenin fakir ama gururlu genci. Ağa kızını, ailecek düğünlerde türkü söyleyerek geçinen gence vermek istemez. Onlar da kaçınca işe namus belası karışır ve kızın kardeşi düğün gecesi damadı vurur. O hapse, eniştesi de toprağa girer. Hikayenin bundan sonrası da tanıdık. Babasının evlatlıktan reddettiği kıza erkek tarafı sahip çıkar ve yine töreler gereği damadın kardeşlerinden biriyle evlendirilir. Zira kadın hamiledir. Ona sahip çıkmak gerekir. En büyük kardeşe düşer bu görev ve evlendirilirler. Çocuk amcayı baba bilir. Ama yenge ve kayınbirader, herkes onları evli bilse de karı-koca hayatı yaşamazlar. Aynı odada, aynı yatakta yatsalar bile aralarındaki ilişki akrabalıktan öteye geçmez.

EVİN HİZMETLİSİ

Dediğim gibi hikaye bildik ama anlatış ve yorum farklı. Diğer ağa dizilerinde görmeye alıştığımız ve artık görmek istemediğimiz fiziksel erkek şiddeti yok. Örneğin düğün gecesi sevdiği adamı kaybeden ve bir anda kendini biri baba diğeri dört erkek kardeş olan 5 erkeğin ve bir ninenin hizmetlisi olarak bulan ve bu evde yaşamını sürdürmekten başka çaresi olmayan kadına herkes sahip çıkar. Kimse kötü söz söylemez, bir dediğini iki etmez. Ama sonuçta "kadın"dır. Söz hakkı yoktur. Ona düşen birilerinin ona çizdiği hayatı yaşamaktır. Babasının sözünü dinlemeyip sevdiği erkeğe kaçtığı için suçludur zaten. Ölen kocasının ailesi ona sahip çıktığı için sevinmelidir! Evden kaçan kızların sonu bu topraklarda genellikle kara topraktır çünkü. Üstelik biri de nikahını vermiş, çocuğuna baba olmuştur. Daha ne isteyecektir ki. Onun görevi de yediği bir lokma yemeğin bedelini ödemektir. Evi temizler, çamaşır yıkar, yemek yapar, 5 erkeğin bakımını üstlenir. Bir de nine vardır. Nine de bildik hanımağalara benzemez aslında. Kadın olarak ezilmenin çaresizliğini bir başka kadından çıkaranlardan değildir. Örnek bir kadın dayanışması gösterir. Yardımcı olur. Hatta genç kadının gönlünün yavaş yavaş kayınbiraderine meyil etmesini bile destekler. Ondan yana çıkar. Öğütler verir.

SEVMEK Mİ SEVİLMEK Mİ?
Böyle bir şey olur zira. Kadını erkeği herkes sevilmek ister. Görülmek ister. Önemsenmek ister. Kadını da erkeği de saçı okşansın ister, gözlerinin içine sevgiyle bakılsın ister, dokunulmak ister, kucaklanmak ister. Dolunay Soysert'in başarıyla canlandırdığı Selva da sevilmek ister. Ne var ki bu topraklarda erkek olmanın bedelini ödemek zorunda kalan diğer kahraman Cemal (Bülent İnal) ailesinin de baskısıyla yengesiyle karı-koca gibi yaşamayı kabullenecekken bir başka kadına "aşık" olur. İsyan da böyle başlar. İstenmemenin ne demek olduğunu anlar ve bunu kabullenmek istemez Selva. Sessiz ve uysal olmanın, kaderine boyun eğmenin, her söyleneni yerine getirmenin karşılığını alamamak sevdiğini kaybetmekten daha çok koyar ona. Haklıdır da öfkesinde. Ne var ki kalbine söz geçiremeyen Cemal de haklıdır. Aşık olduğu Ceylan da. Herkes bir bedel ödemek zorunda bırakılmıştır. Olması gereken kadının korunmaya muhtaç biri olarak görülmemesi. "Emanet" muamelesi yapılmaması. Yapılıyorsa da hakkıyla yapılması. Kadınların istediği tek şey önemsenmek. Değer verilmek. Gerçekten sevilmek. Yürekten sevilmek. Selva'nın da dediği gibi "Sevilmeden yaşamak çok zor be anne!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA