• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Toplumsal cinsiyet dersi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.12.2014, 00:00
Eğitim şurasında konuşulan konular tartışılmaya müsait konular. Eğitimin nasıl daha iyi olacağını, çocuklarımızın fen bilimleri ve matematikte başarıya ulaşmalarının metotları veya tartışma veya analiz yapmayı öğrenmelerini tartışacağımız yerde, toplumda kutuplaşmayı artıracak konulara yöneliyoruz. Örneğin Osmanlıca'nın zorunlu ders olması konusu. Her şeyden önce uygulamaya konulması mümkün değil. Zira Osmanlıca eğitim verecek öğretmen yok. Önce öğretmenlerin eğitilmesi gerekiyor. Zorunlu yerine seçmeli ders olarak önerilse bu kadar çok tartışma olmayacak. Öğrenmek isteyen bu deri alabilecek. Ve bunu öğrenmenin pratikte ve günlük hayatta katkısı olduğu ortaya çıkarsa bu dersi öğrenmeye ilgi de artacaktır.
Otelcilik okullarında içki eğitiminin kaldırılması da anlaşılır bir şey değil. Bazı mesleklerin olmazsa olmazları vardır. İçki servisi de bunlardan biri. İstemeyen çocuğunu bu okullara göndermez olur biter. Öğrenmek isteyene mani olmak onun eğitim hakkını engel olmak anlamına gelmez mi?

EŞİTSİZLİĞİN KAYNAĞI

Bu arada toplumsal cinsiyet eşitliğinin ders olarak okutulması da konuşuldu ve karara bağlandı ki, en doğru kararlardan biri bence. Hatta eksik. Gazetelerden okuduğum kadarıyla ana ders olarak okutulmayacak ama uygun derslerin içinde yer alması sağlanacak.
Tabii bu dersi verecek olanların eğitimi de önemli. Onların da bir eğitimden geçmesi gerekiyor. Bu dersi verecek olanların kadın ve erkeğin her konuda eşit olduğuna inanması gerekiyor. Biyoloik farklılık var ve bu farklılıklar eşitsizliği doğuruyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği de bu eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Toplumsal cinsiyet, toplumun kadınlara ve erkeklere yüklediği roller ve sorumluluklar demek. Eşitsizliği yaratan da bu zaten. Çünkü doğduğumuz andan itibaren farklı kültürel ve sosyal koşullanmalar içinde buluruz kendimizi. Ya kız doğarız ya erkek. Her şeyimiz aynıdır cinsel organlar hariç. Ve bu cinsiyet farkı ayrıştırmayı doğurur. Kız ve erkek bebeklere farklı isimler verilir; kızlara pembe, erkeklere mavi renk giysiler giydirilir. Bunu çocukların cinsiyetine göre alınan farklı oyuncaklar izler.

KAYNAKLARA ERİŞİM
Yetiştirilme biçimlerimiz de farklıdır. Kızlar uysal, cici ve sevimli olmak üzere yetiştirilirken erkeklerin özgür, atak ve saldırgan olmaları istenir. Kızlara hassas olmaları, erkeklere ise ağlamamaları gerektiği öğretilir. Sokaklar erkeklerindir, evler kadınların.
Büyüdükçe roller iyice belirlenir. Kadın ve erkek mesleği olarak kabul gören meslekler olduğu gibi, kadınların daha çok "içeride" ve "eve ait" olan sorumlulukları almaları, erkeklerin ise "dışarıda" ve "daha toplumsal" sorumluluklara sahip olmaları beklenir.
Bu işbölümü, kadınları bağımlı, ikincil ve dezavantajlı kılar. Çünkü bu işbölümü sonucu kadınlar erkeklerden daha az kaynağa, seçme şansına ve karar alma yetkisine sahip olur. Bu da kadınların daha az eğitim, istihdam ve bos zamana sahip olması anlamına gelir. Ve de denetim ve baskı altında olduğu.
Okullarda bu dersin verilmesi kararı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın yürüttüğü Ulusal Eylem Planı doğrultusunda alındı. Çocuklara küçük yaştan itibaren kadın arasındaki eşitsizliğin toplumsal nedenlerden kaynaklandığını anlatmak gerekiyor ki kadın-erkek arasındaki her türlü eşitsizlik ortadan kalksın.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA