• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Kocaoğlu'ndan "Beni de alacaklar" iddiası

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.11.2011, 00:00
Büyükşehir'e yapılan ikinci operasyonun yankıları ilkinden çok daha büyük oldu. Başbakan Erdoğan'dan ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na, bakanlardan milletvekillerine ve medyaya kadar 'herkesin gündeminde İzmir var' desek yanlış olmaz. AK Parti cephesinde kapalı kapılar ardında "Operasyonun zamanlaması ve yöntemi yanlıştı" tespitinde bulunanların sayısı oldukça fazla. CHP'de ise tam bir infial durumu söz konusu. Bugüne kadar "Neden bu operasyonlar hep CHP'li belediyelere yapılıyor" çıkışından öteye gitmeyen parti yönetimi, İzmir'i bir kırılma noktası olarak kabul ediyor. Ankara'nın derin kulislerinde ise Başkan Kocaoğlu'nun da soruşturma kapsamında gözaltına alınacağı konuşuluyor. Peki bu söylentinin gerçeğe dönüşme ihtimali ne? Bu soruya Ankara'da net bir cevap veren yok. Ancak operasyonda asıl hedef olduğu iddia edilen Aziz Kocaoğlu, sıranın kendisine geldiğini ve polisin bir sabah kapısını çalacağını düşünüyor. Yeni Asır'ın sorularını yanıtlayan Başkan'ın şu sözlerine dikkat: "Görevimin başındayım. Ancak bu işin sonunda beni de alacaklar sanıyorum. Ama hiç çekinmiyorum. Babam da belediye başkanıydı. Bu nedenle başkan olmadan önce bu görevin risklerini, nelerle karşılaşabileceğimi biliyordum. Sonuçta bir kamu görevini yerine getiriyorsunuz. Attığınız imzalar kiminin hoşuna gidiyor kiminin gitmiyor. Belli riskleri olduğunu bilerek girdik bu işe. Önemli olan tek şey vicdani sorumluluktur. Geri kalan haktandır..."
İlk şoku atlattıktan sonra belediye çalışanlarına "Daha sıkı çalışacaksınız, hiçbir iş aksamayacak" talimatı veren Kocaoğlu, en çok gözaltına alınan bürokratlarına üzülüyor. "Hesap soracaklarsa benden sorsunlar. Beni alsınlar. Bürokrat hedef olmaz. Taciz var burada. Sayıştay denetçisinin söylediği sözle, çete ilan edilir mi? Taciz ederek iş yapılması mümkün mü? Savcı karar verir, yargılar veya doğal süreç neyse yapılır ama 'çete' demek ne demek?" diye soruyor.
Ve EXPO. Bu konuda da söyleyecekleri var Aziz Başkan'ın. İlk operasyonun da EXPO mektubunu vermeye gitmesine bir gün kala yapıldığını hatırlatıyor. "Keşke Paris'e hiç gitmeseydim. Ya da döndükten sonra yapsalardı ne yapacaklarsa" sözleriyle operasyonun EXPO sürecine zarar verebileceğine dikkat çekiyor. Başkan'ın açıklamaları böyle. Çok hareketli günler bizleri bekliyor.

24 Kasım ve atanamayan öğretmenler
Malum 24 Kasım'lar ülkemizde 'Öğretmenler Günü' olarak kutlanıyor. Demokrat Eğitimciler Sendikası bu anlamlı gün için özel bir çalışma gerçekleştirmiş. Bin 45 öğretmen ile yüz yüze görüşerek yaptıkları araştırmanın sonuçları enteresan. Öğretmenlerin yüzde 15'i ev, yüzde 14'ü otomobil, yüzde 31'i tüketici kredisi, yüzde 40'ı ise eş, dost, akraba ve esnafa borcu olduğunu belirtmiş. Bu rakamlar öğretmenlerimizin yüzde 78'inin borçlu olduğu anlamına geliyor. Şimdi "Hepimiz borçluyuz ne var bunda?" diyenler olabilir. Onlara ortalama öğretmen maaşının bin 770 lira, milletvekili danışman ve şoförlerinin maaşlarının ise 3 bin 500 lira olduğunu hatırlatırım.
Çalışan öğretmenlerin durumu bu. Bir de atanamayan öğretmenlerimiz var. CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger'in soru önergesini cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in verdiği bilgiye göre 2010 ve 2011 KPSS10 puanına göre atama bekleyen öğretmen sayısı 264 bin 277. 30 Eylül 2011 tarihi itibariyle Türkiye'deki öğretmen açığı ise 126 bin 137. Yani mevcut açığı rahatlıkla kapatabilecek bir öğretmen ordusu atama bekliyor. Bu rakamlar üzerine daha fazla yorum yapmanın bir anlamı yok. Aileleriyle birlikte milyonlarca öğretmen adayının can sıkıcı bir hal alan atanamama sorunu artık çözülmeli.

Tanrıverdi'nin belediye operasyonları

Yerel seçime 2 yıldan daha fazla bir zaman var. Ancak iktidar partisinde 2014 yılının Mart ayında yapılacak seçim için çalışmalar aralıksız sürüyor. Salı günleri Meclis'te yapılan grup toplantılarında diğer partilerden AK Parti'ye geçen belediye başkanları hiç eksik olmuyor. Meclis kulisinde rastladığım Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi'ye, 2009 yılından bu yana AK Parti'ye kaç belediye başkanının geçtiğini sordum. "Sayı o kadar çok ki ben bile hatırlamıyorum. En iyisi yazılı olarak cevaplayayım bu soruyu" dedi. Aynı günün akşamında hangi partiden kaç belediyeyi transfer ettiklerini bir liste halinde yolladı. Listede ilk dikkatimi çeken transferlerin büyük bölümünün merkez sağdaki partilerden olmasıydı. AK Parti'ye CHP ve DSP'den geçen belediyeler de var ama ağırlık MHP, DP, ANAP ve SP'den gelenlerde. 29 Mart 2009'dan bu yana tam 163 belediye başkanı AK Parti'ye geçmiş. Bunların 30'u Ege illerinden. Yerel seçimde bin 466 belediye başkanlığı kazanan iktidar partisinin belediye sayısı şu an itibariyle bin 628. Bu Türkiye genelindeki tüm belediyelerin yüzde 53'ünün AK Parti'li olduğu anlamına geliyor. Ege'de partisini değiştiren 30 belediyenin 10'u MHP, 11'si DP, 5'i DSP ve CHP, 3'ü ANAP ve SP'den ayrılmış. Ödemiş'in Gölcük beldesinin bağımsız belediye başkanı Mustafa Zeybek de tercihini AK Parti'den yana kullananlar arasında. Tanrıverdi "Partimize ilgi yüksek. Özellikle Ege'de belediye sayımız daha da artabilir" diyor. Tanrıverdi'yi dikkatle izlemekte fayda var.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA