Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerine 3,5 ay kala hiç yabancısı olmadığımız bir senaryo yeniden sahneye kondu.
Türkiye'de bundan önce gerçekleştirilen 11 Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne olduysa, bugün de o oluyor....
Malum güçler bize bir kez daha sancılı ve bol krizli bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşatacak.
Bugüne kadar karşımıza ya ekonomik ve siyasal krizler ya da darbelerle çıktılar.
Bu kez hedeflerinde Recep Tayyip Erdoğan var.
Her ne şartta olursa olsun Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını engellemeye çalışıyorlar.
Arkasında yüzde 50 halk desteği olan bir lideri sandıkta alt edemeyecekleri için de en iyi bildikleri yöntemi tercih ediyorlar...
Aklı başında hiç kimse dün yaşananların sadece bir yolsuzluk operasyonu olduğuna inanmaz.
Asıl amaç Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde AK Parti'yi geriletmek, mümkünse bölmek ve Erdoğan'ı bertaraf etmek.
Bunu bizi çok sevdiklerinden, kara kaşımıza, gözümüze hayran olduklarından yapmıyorlar.
Türkiye'nin son 10 yılda bölgesinde ve dünyada küresel bir güç haline gelmesinden rahatsızlar...
IMF'ye borcunu bitirmiş, üstüne borç verme aşamasına geçmiş, küresel krize rağmen dev yatırımlara imza atan, kredi notu sürekli artan bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar...
Eskiden olduğu gibi içine kapanık, İMF'nin kapısında üç kuruşluk kredi için yalvar yakar olan bir Türkiye'nin özlemi içindeler,..
Ancak unuttukları bir şey var:
Türkiye eski Türkiye değil...
Bu ülkenin insanları büyük bir ülkenin vatandaşı olma ayrıcalığının tadını aldı.
28 Şubat sürecinde sahte ve icat edilmiş korkularla kendilerini kandıranların bankaları nasıl hortumladığını hiç unutmadı.
Yıllarca kendisinden esirgenen demokrasinin ve özgürlüğün kıymetini bedel ödeyerek öğrendi.
O nedenle bundan sonra kimse eski yöntemlerle Türkiye'yi dizayn edemez...
Kimini ne hesabı varsa 3.5 ay daha beklesin...
Nasıl olsa sandık meydana çıkacak...
Karanlık ve kirli oyunlarıyla bu milletin geleceğine ipotek koymaya çalışanlara en iyi cevap sandıkta verilir.