CHP'nin kabile devletlerinde bile eşi, benzeri olmayan anti-demokratik aday belirleme yöntemini anlatan en iyi kavram sıradanlaşan faşizmdir.
'Sosyal demokrat bir partide faşizm nasıl sıradanlaşır' diyorsanız yazıya devam etmemenizi öneririm.
Ortada çok açık bir gerçek var:
Bugünkü CHP, Deniz Baykal'ın o çok eleştirilen CHP'si kadar bile demokrat bir parti değil.
Parti yönetimi CHP seçmeninin önüne odunu koysa seçtireceğinden o kadar emin ki, adayları sen, ben, bizim oğlan mantığıyla belirlemekte bir sakınca görmüyor.
Tepkiler, istifalar, DSP'ye geçenler umurlarında bile değil.
MHP, DP ve hatta AK Parti'den dışlanmış siyasi meftaları 'iktidara geliyoruz' masalıyla CHP tabanına yedireceklerini sanıyorlar.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, salı günü grup toplantısında protestoları engellemek için "Gençlerin ve kadınların önünü açmak zorundayız" diye bir savunma yaptı.
Allah aşkına adaylar arasında kaç tane kadın ve genç var?
Tekirdağ adayı 65 yaşında, İzmir'in 30 ilçesinden 2 kadın aday ancak çıktı.
Hani yüzde 33 kadın kotası?
Hani gençler?
Hadi kimseyi takmıyorsunuz bari insanların zekası ile alay etmeyin.
Zeka demişken, CHP seçmeni Türkiye'nin okuma-yazma oranı en yüksek seçmenidir.
Onlara biraz daha celladına aşık idam mahkumu muamelesi yaparsanız, hiç ummadığınız sonuçlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Bilmem anlatabildim mi?
Günaydın neden etkili olamadı?
CHP ilçe adayları içinde beni en çok şaşırtan Parti Meclisi'nin Bornova konusundaki tercihi oldu.
Kamil Okyay Sındır'ın MYK'dan geçip Parti Meclisi'nde çizik yiyeceği kimsenin aklına gelmezdi.
Düşünün, CHP'nin Yerel Yönetimlerden Sorumu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ve Sındır iki eski dost.
Üstelik meslektaş.
Günaydın, PM'de eski dostunu kurtarmak için çok çabalamış ama başarılı olamamış.
Alınan karara şerh koydurmuş ama neye yarar?
CHP kulislerinde Günaydın'ın sadece Bornova'da değil Türkiye'nin hiçbir yerinde istediği isimleri aday gösteremediği konuşuluyor.
Belli ki çok emek verdiği sürecin son dönemecinde birileri onu oyunun dışına itmiş.
Neden mi?
Genel başkanın kulağına Önder Sav ve ekibiyle çok içli dışlı olduğu dedikodusu üflenmiş.
Hatta kimin, nereden aday gösterileceğini bizzat Sav'a danıştığı ve bu nedenle parti içinde bir operasyona maruz kaldığı söyleniyor.
Tabii bütün bunlar CHP'nin hiç eksik olmayan parti içi kulis dedikoduları.
Ama doğruysa Günaydın'a yazık olmuş.
CHP içinde objektif kriterlerle siyaset yapan ve bunu partide yerleştirmeye çalışan az sayıdaki isimden biriydi.