Geçtiğimiz günlerde İzmir'de Kemeraltı çarşısında alışveriş yaptığım bir işyerinin sahibine işler nasıl gidiyor diye sordum. Elindeki gazeteyi göstererek şöyle cevap verdi: "Amerika'da bile işler iyi gitmiyor. Bakın, dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri olan General Motors (GM) bile 9 fabrikasını kapatıyormuş ve 30 bin çalışanı işten çıkarıyormuş."
Gazetedeki haberin devamında GM Grubu'nun bir üst yöneticisi şirketin mali durumunu düzeltmek için birtakım servis ve yedek parça tesislerini de kapatmayı planladıklarını belirtiyor. Alınan bu önlemlerle şirketin yeniden karlı ve başarılı bir duruma getirilmesi amaçlanıyor.
GM niçin zor durumda? Küresel rakipleri başarılı olmaya ve gelişmeye başladıkları için GM zor durumda. Artık eskisi gibi değil, küresel rekabet büyük-küçük tanımıyor. Eğer rakibiniz sizden bir adım öne çıkıyorsa o kazanmaya başlıyor, siz kaybediyorsunuz. Bir şirketin başarılı olup olmadığı sadece o şirketin değer yargılarıyla belirlenemiyor. Uluslararası standartlara ve müşteri tercihlerine göre de şirketlerin kendilerini ve dünyadaki gelişmeleri iyi değerlendirmeleri gerekiyor.
Küreselleşme şirketleri daha dikkatli olmaya zorluyor. Katma değeri daha yüksek ürünler üretmek, daha çok yenilikler yapmak, iletişim ve lojistik işlemlerde daha hızlı olmak ve dünya ile bütünleşmek gerekiyor. Pazarları yabancı ürünlere teslim etmemek ve istihdam sorununu çözmek için de bu konular büyük bir önem taşıyor.
Üretim teknolojileri gelişmeden ülke ekonomisi sağlıklı olarak gelişemiyor. Ayrıca unutmamak gerekiyor ki, rekabet gücü sadece üretim kapasitesine bağlı değil. Yeni tasarımlar, teknolojik performans, müşteri gereksinimlerini önceden algılama, tanıtım, pazarlama ve satış sonraki hizmetler gönümüzde kritik başarı faktörleri olarak ön plana çıkıyor.
Küresel rekabet her kuruluşu ve her çalışanı ilgilendiriyor. İşçi, işveren, esnaf, tüccar, iş adamları, bankacılar ve tüm yöneticiler küresel rekabetin etki alanı içinde bulunuyor. Küreselleşme insan kaynaklarının daha yetenekli olmasını ve daha verimli çalışmasını da zorunlu kılıyor.
Yukarıdaki satırları 27 Kasım 2005 tarihli Yeni Asır gazetesinde yayımlanan "Durumu Düzeltmek" başlıklı köşe yazımdan alıntı yaparak yazdım. Yabancı kaynakların verdiği son bilgilere göre Fransız otomobil üreticisi PSA Grubu (Peugeot, Citroen) GM'in Avrupa operasyonu olan OPEL'i satın aldı. OPEL 90 yıldan bu yana GM Grubu'na ait bir şirket durumunda bulunuyordu. PSA Grubu OPEL'in de katılımıyla birlikte Avrupa otomobil üretiminin yüzde 16'sını gerçekleştirecek ve Volkswagen'den sonra (yüzde 24) ikinci sırada yer alacak.
GM ile ilgili 2005 yılındaki bir gazete haberi ve son günlerde PSA Grubu'nun OPEL'i satın alma haberleri bende bu düşünceleri çağrıştırdı. Dünyadaki gelişmeleri iyi izleyip doğru algılamak ve başkalarının deneyimlerinden de yararlanmak gerekiyor. Şirketlerin içinde bulundukları durumu düzeltme ve iyileştirme çalışmalarına öncelik vermeleri her zaman büyük bir önem taşıyor.