Kim ne derse desin, ülkemiz, hiç tartışmasız dünyanın cennet köşelerinden biri... Hem de her kıyısı, bir başka hayat, bir başka figür, bir başka renk... Bunu adım adım, sindire sindire gezince, daha iyi görüyor, yaşıyor, gururlanıyor insan...
Örneğin Kuşadası Kadınlar Denizi bir şölen havasında... Çocukluğumda çok sık gittiğim, beni hep coşkuyla kucaklayan bu beldeye yıllardır uğramadım, şimdi kısmet oldu. Bir dostun, Fügen Akçagül'ün davetiyle katıldım bu şölene; çocukluk arkadaşım Ferda ile buluştum, dalgaların sesini dinledim.
Kadınlar Denizi'nin o sıcacık Ege kültürünü yansıtan evleri, keyifli mekanları ve masmavi deniziyle bir başka güzel, Kuşadası'nın bir inci taşı...
Burada her şey çok güzel ama beldenin bir klasiği olan, ilk kurulan mekanı Rozy Bar'da yaşıyorsanız bu keyfi hem damak tadınızı coşturur, hem o eşsiz grup manzarasının içine girersiniz, o denli hayat doludur bu köşe...
Hele bir de eşiniz, dostlarınız katılırsa bu seyre, tadına doyum olmaz.
İlkokul arkadaşınızın size el edip, anılara gömüldüğünüz anda ise şehir bir başka güzeldir artık...
DİDİM BİR CENNET
Hangi sokağından giderseniz denize çıktığınız bir kenttir Didim... Aydın'ın Kuşadası'dan sonra dünyaya referans olan bu cennet beldesi, hem ulaşım kolaylığı hem de turisti kazıklamayan konukseverliğiyle, diğer rakiplerinden kesin bir çizgiyle ayrılıyor.
Bir dost kentttir Didim... Sıra sıra evleri, mütevazi caddeleri, billur gibi deniziyle, Türkiye'nin iftihar kaynağıdır.
"Çok sıcak" diyorlar Didim için, kalabalık diyorlar. İkisine de katılmıyorum.
İnsanın hissettiği kadardır Didim...
Bir sevgi şımarıklığı vardır bu kentin...
Ancak turistik beldelerine has o mağrur duruşun çok ötesinde, konuğunu en iyi şekilde ağırlamanın dersini verecek kadar olgundur Didim...
Cam gibi denizi, kibar insanları, kimi yerde bir gelenek haline gelen klasik Ege insanı yaşamıyla bir başka keyiftir Didim... Bir değil, dört mevsim yaşanası bir cennettir.
Amaç iyi ve sağlıklı yaşamaksa eğer, Didim bunu gerçekleştiren yegane kültür kimliğidir. Antik kentiyle de bunu zaten ispatlar konuklarına...
ANTALYA BİR YILDIZ
Türkiye'nin adından söz ettiren şehirlerinden Antalya'ya gelirken, o müthiş yeşilin, yemyeşin bir ormanın içinden geçiyorsunuz. Sırf bu ayrıcalık bile Antalya'yı farklı bir kimliğe götürüyor.
Kalabalık ama düzenli, sıcak ama serinletici bir şehir Antalya... Dünden bugüne yaşattığı kültürü, yabancıları bile kıskandıran köşesi Kaleiçi'si, coşkulu denizi ve kilometrelerce uzanan plajlarıyla dünyanın akın ettiği bir görsel zenginlik...
Şehri gezerken önce geniş caddeleri çarptı gözüme sonra da toplumsal özgürlük...
İnsanlar öylesine rahat ki, biri diğerine yan göze dahi bakmıyor.
Biz burada "şehir içinde stat olur mu" diye tartışa duralım- yıllardır İzmir'de kulüplerinizin arzu ettiği statlara engel kondu, hala bitirilemedi.- Antalya kentin ortasına koca bir stat kondurmuş bile... Futbol Antalya'nın gelir kaynağı olmuş...
Teleferiğe çıkın bir kez, yüksekliğiyle inanılmaz bir heyecan...
Özetle, Kaleiçi'ne bayıldım. Hala orada Ayyaş Bar'da geçirdiğim iki benzersiz geceyi unutamadım. Eğlenmek nedir, orada yaşadım. İbrahim'e, Gaye'ye, Hande'ye selam... Hele bir gece konakladığımız otele, tarihi bir evin tüm inceliklerini koruyarak şahane bir konaklama mekanı haline getirilmesine bittim. Dünle bugün, otelin her köşesine sinmiş... Eksiği yok, fazlası var.
Bence turizm sektöründe ödülü hak eden bir otel olmuş "Char Me"...
Dönüşte ise Muğla yolu üzerinde, lütfen Akyaka'ya ve Kadın Azmağı'na uğrayın diyorum. Doğal güzellikleri bu kadar saf yaşatan, böylesine büyüleyici bir turistik belde olamaz. Bir de tekne turu benzersiz inanın...