Bir haftadır konuşuluyor, F.Bahçe'de teknik direktör toto oynanıyor. Yazarlar yarışa girmiş, Aykut Kocaman'ın sarı-lacivertli takıma dönüş ihtimali yüzdelere bağlanıyor. Kimisi yüzde 70 diyor, kimisi daha insaflı 60. Ama hiçbir yorumcunun olumsuz görüşü yok. Hele Dick Advocaat'ın kalma isteğine F.Bahçe yönetimi ses çıkarmayıp,"Bekle gör" politikası izliyor. Konyaspor'la maç var ya, onun sonucuna göre, "Tamam mı, devam mı" bakılacak. Ama Aykut Kocaman bu durumu bildiği için takımının üzerine düşmüş daha bir hırslandırmış. Demiş ki, "F.Bahçe defansı çok hata yapıyor. Bekleri Wan Der Wiel ve Hasan Ali çok çalım yiyor, atağa da kalkamıyor, defansı toparlayacak Kjaer de yok, yürüyün...Zıpkın gibi giriyor maça Konyalılar.
Boşnak Riad Bajiç bir füzeyle durumu 1-0'a taşıyor. Skrtel defanstan çıkıp eşitliği sağlıyor ama Bajiç'te füze bol, ikincisini gönderiyor
HAYAL GÖRÜYOR
Advocaat bu takımın kapasitesini bildiği halde rüya bir hedef gösteriyor futbolculara."İkinci olun Şampiyonlar Ligi'ne katılın bari..." Mübarek, bu takım Şampiyonlar Ligi bir yana UEFA'ya girerse bile başarı. Dalga geçiyor olmayasın ? F.Bahçe'de Lens'in ne kadar önemli bir silah olduğu bir kez daha anlaşılıyor.
Babasının cenazesi için gitti ya takım yürümüyor.
Ne Ozan Tufan, ne De Souza, ne de Mehmet Topal pozisyon üretebiliyor, garibim Alper, her zamanki gibi çabalıyor birşeyler yaratmak için, nafile. Cüssesiyle yan toplarda randıman beklenen Fernandao'nun da sakatlanıp hastanelik olması F.Bahçe'nin aynı zamanda şanssızlığının da bir göstergesi. İkinci yarıda topu daha iyi dağıtan, orta sahada cirit atan Konyaspor, Ömer Ali ile 3.gole imza attı.
Bu, F.Bahçe için herşeyin bitişiydi. Son 20'de Fener tek kale oynadı, boş kaleye gol atılamadı, direk engel oldu ama atı alan Üsküdar'ı geçmişti. "Yönetim istifa" sesleri neye yarar?