Arda Turan 2008 Avrupa Şampiyonası sonrası katıldığı bir TV programında futbolun temel meselelerinden birinden bahsederek şöyle demişti:
"Bir takımda bazı oyuncular mücadele ederler. Bazı oyuncular da topla oynar ve gol atarlar." Dünkü maçın ilk yarısına baktığımızda ise şunu gördük.
"Bazı oyuncuların mücadele gücü eksikti.
Bazı oyuncular ise topla oynayamadı.
Yani sorumluluk alması gerekenler geri planda kaldı. Hal böyle olunca da gol atamadık." Yani Arda'nın o gün söylediğinin tam tersi... Üstelik başta Arda yoktu dün sahada.
Peki ne yaptık? Veya ne yapamadık ona bakalım. Bir kere yeteri kadar pres yapamadık.
Bunu yapamayınca da çok orta yaptırdık. Üstelik savunmada da adamımızı bulamadık. Her ortada kafa, şut vurmalarını sağladık. Özellikle ilk yarım saatte hep karşılamaya çalıştık. Çoğunlukla da karşılayamadık. 28. dakikada ilk kez gole yaklaştık. Onu da Ozan Tufan ile çok basit harcadık. Ve yine bir baskı anında topu savuşturmaya çalışırken Modric'in inanılmaz golüyle o ana kadar ki futbolumuzun karşılığını aldık.
Üstelik ikinci yarıda değişiriz sandık.
Evet, ara ara heyecanlandık. Fakat öyle boşluklar verdik ki nasıl fark açılmadı anlayamadık.
Bazen taçtan bile orta yaptılar.
Öyle net pozisyonlar buldular ki, bu anlarda ya direkler ya da Volkan devreye girdi.
İşin özü ise şu. Kazanmak için önce oynamak gerekiyor. İngiltere ile oynadığımız maç sonrası anlatmaya çalıştığım buydu.
Top bizdeyken ve yetenekli oyuncularımız sürekli hareket halindeyken oyunu lehimize tutma şansımız çok fazla. Ancak bu oyunun diğer yönünü oynamakta çok zorluk çekiyoruz. Hem pozisyon alamıyoruz, hem de çoğu kez rakibi izliyoruz. Dün top bizdeyken de etkili olamadığımız için sonuç hiç şaşırtıcı gelmedi. Arda, Oğuzhan, Selçuk gibi isimler öne çıkmadıkça işimiz çok zor.