Size de bu yakışır

Niye yalan söyleyeyim. Göztepe'nin bu maçı kazanacağına pek inanmıyordum. Öyle de oldu. Altınordu maçında tel tel dökülen, Adana Demir maçında ayakta bile zor duran Göztepe'nin durumu perşembenin çarşambaya 'geliyorum' deyişi kadar gerçekti. Aslında Karşıyaka'nın da Göztepe'den bir farkı yoktu ama sonucunda bu maç bir derbiydi, derbi dediğin de üç ihtimalliydi. Ve Göztepe 66 dakika 10 kişi oynamasına rağmen Karşıyaka'dan daha iyi mücadele etti, pozisyon üretti. Ama kazanan maçın bitimine bir dakika kala golü atan Karşıyaka'ydı. Aslında kazananı da, kaybedeni de benim için o kadar önemli değildi. Flaş transferler yapmalarına rağmen her iki ekibin de bugüne kadar sahadaki mücadeleleri ve aldıkları sonuçlar Tenten'in Maceraları gibiydi. Anlayacağınız ne kazanan çok uzayacaktı, ne de kaybeden daha fazla kısalacaktı. Al birini vur diğerine misali bundan sonra da durumu idare edecekti. Aslında herkesi cezbeden maçın KSK ile Göztepe arasında oynanacak olmasıydı. Sonuçta, atmosfer 1981 yılındaki gibi değildi. Evet maça gelen ne 80 bin kişi vardı, ne de Guinness Rekorlar Kitabı'ndan rekor için ölçüm yapan yetkililer oradaydı. Bana göre 25 bin, yetkililere göre 15 bin taraftar geldi derbiye. Beklentilerin altında da olsa derbi derbiydi, yıllar sonra heryer rengarenkti. Fanatikler yok muydu vardı elbet... Ama ne yaparlarsa yapsınlar sağduyuyu yenemediler çok uğraştılar ama asıl onlar mağlup oldular. Demek ki bal gibi oluyormuş, derbi herkese oynanabiliyormuş. Hani bizi yıllarca, 'Bu derbi herkese oynanmaz, kan akar" deyip felaket tellallığı yapan yetkililer neredesiniz? "Bu iki kulüp kapanmalı" diyen Hıncal (Uluç) ağbim ya siz ne diyeceksiniz? Teşekkürler Mehmet Sepil, teşekkürler Ali Erten ve teşekkür bu kararın altına imza atan ve buna sebeb olan her kim varsa.