Başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ve hürriyetlerimizi tehdit eden terör örgütleri son dönemde bilhassa vatandaşlarımızın çalışma hürriyetlerini de engellemeye yönelik faaliyetler içerisindedir. Çalışma hürriyeti, çalışanların hiçbir engellemeye maruz kalmadan çalışabilmelerini ifade etmektedir.
Çalışma hakkı, yaşam hakkı gibi her insanın doğuştan sahip olduğu en temel insan haklarından biridir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne göre "Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır." Anayasamızda çalışma hakkı, "Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir" şeklinde düzenlenmiştir. Kişilerin çalışma haklarının ellerinden alınması ya da çalışma hürriyetlerinin engellenmesi suçtur. Vatanın her köşesinde, çocuklarımızı eğiten öğretmenlerden sağlık hizmeti veren çalışanlara, polislerden baraj ve yol yapımında çalışan işçilere kadar birçok kamu ve özel sektör çalışanını tehdit ederek, kaçırarak ve şehit ederek çalışma ve yaşam haklarını ellerinden alan terörle, ülkemizin olağan üstü mücadelesi sürüyor.
KAMUYA DEVREDİLDİ
Devletimiz terörü bertaraf etme sürecinde silahlı mücadelenin yanı sıra toplumsal, siyasal ve ekonomik aktörlerin de aktif yer aldığı kapsamlı bir strateji izliyor.
2010 yılında terörle mücadelede politika ve strateji koordinasyonunu sağlamak amacıyla Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmuştur.
2013 yılında ise terör ve terörün finansmanıyla mücadele etmek üzere Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun çıkarılmıştır.
Ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu Kapsamında Kamu Kurumlarında İstihdam Edilecekler Hakkındaki Yönetmelik ile 2014 yılından bu güne 18 bin 715 şehit yakını, gazi ve gazi yakınının kamu kurumlarına atamaları yapılmıştır.
Geçen haftaki yazımızda da bahsi geçen 10. Kalkınma Planı'nda bulunan "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi" ile bölgede yatırım, üretim ve istihdamın artırılması; terörün meydana getirdiği etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla çalışmalar başlamıştır.
Bu kapsamda, terör propagandası yapan ve terör örgütlerine militan devşirme amacıyla kullanılan 200'e yakın gençlik-halk merkezi kamuya devredilmiş, gençlere para ve deneyim kazandırma merkezlerine dönüştürülmüştür.
İŞKUR, istihdam ve kariyer çalışma grupları ile bölgedeki gençlere kişisel gelişimden iş hayatına atılma sürecine, deneyim kazanmadan kariyer planlamasına kadar birçok başlıkta destek olmaktadır.
400 BİN KİŞİYE İŞ
Yine aynı kapsamda kadın girişimcileri destekleyecek, bölgede kadın istihdamını artıracak projeler bir bir hayata geçirilmektedir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 221 kilometre uzunluğundaki Mardin-Ceylanpınar Sulama Kanalı projesi 400 bin kişiye iş imkânı sağlayacaktır.
Okuyan, çalışan, ekonomik açıdan güçlü, farkındalığı yüksek insanların bulunduğu yerlerde terör örgütlerinin barınması mümkün değildir. Sosyal, siyasal ve ekonomik projeler yoluyla yapılan önleme çalışmaları insanların teröre bulaşmasını engelleyecek ve terörün vereceği zararları en başından yok edecektir. Bu amaçla son günlerde güvenlik güçlerini, sivilleri, öğretmen ve siyasetçileri hedef alan terör saldırılarına karşı pek çok sivil toplum kuruluşu, akademisyen ve sanatçı da tepki göstermiş ve "Teröre Dur De!" bildirisini yayınlamışlardır.
Bildiride yaşama ve çalışma hakkının öneminden bahsedilmiş, bütün emek ve meslek örgütleri, akademisyenler, sanatçılar, uluslararası sendikal örgütler, insan hakları örgütleri ve Avrupa Birliği bu konuda duyarlı davranmaya davet edilmiştir. www.teroredurde.com. tr adresinden ulaşılabileceğiniz bildiriye biz de destek vermeyi görev sayıyoruz.