• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Erkek kahramanlardan hangisi sizinki?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.01.2016, 00:00
Şöyle bir düşünün, Kördüğüm, Kara Sevda, Paramparça, Poyraz Karayel, İmkansız Aşk, Kiralık Aşk, Gecenin Kraliçesi... Aklınızı başınızdan alan bir erkek karakter var mı dizilerde? Yakışıklılığı ve gençliğiyle belki evet ama genel olarak baktığımızda, yirmilerinde patron olmuş ve türlü imkana sahip erkeklerin ne kadar çekici olabileceği konusunda aklım karışıyor...

Kahramanların, zenginlikten bağımsız olarak düşünülmesi gerekir. Edebiyatta sefil bir kahraman pekala aşık olunacak bir kahramana dönüşebilir.

Sevmiyorum, dizilerdeki kadın kahramanları da, erkek kahramanları da. Oyuncuların işi çok zor, inandırıcı olmayan karakterlere hayat vermekle uğraşıyorlar. Herkes güzel, herkes yakışıklı, herkes zengin veya zengin koca buluyor.

Bu anlamda 'Seksenler' çok farklı bir yere sahip gönlümde, 'Filinta' da. TRT dizilerini beğendiğim ve bunu ifade ettiğim için bazı okuyucular kızacak biliyorum; "Yandaş medyada olduğunuz için TRT'yi övüyorsunuz" diye döşenecekler! "Kime yandaşım, yandaş olmadığını sandığınız da birinin yandaşı değil mi ama" diyeceğim, aramız bozulacak. Her neyse, 'Seksenler' kahramanlarının alelade insanlar olduğu, sıradan bir mahallede geçen, sıradan hikayesi olan bir dizi.

Kahramanları sevmeniz için koca cipleri, devasa köşkleri, cillop sevgilileri olması gerekmiyor. En zoru başarıyor burada yapımcı ve yönetmen; basiti anlatmak çok zordur. 'Filinta'ya bakınca da, haktan/ adaletten yana ter döken bir avuç insanla ve yaşadıkları entrikalarla karşılaşıyoruz. Türlü hadise geliyor başlarına ama ne duruşlarından ve de kişiliklerinden taviz veriyorlar. Bir dönem dizisi olarak son derece başarılı üstelik.

Yirmili yaşlarda holdingin başına geçen veya çok başarılı bir avukat olan, herkesin hayran olduğu bir erkek; ne kadar inandırıcı olabilir. Holding sahiplerine ve veliahtlarına bakınca, bir cemiyet dergisi alıp bakabilirsiniz; pek de yakışıklı olmadıklarını görürsünüz. Bir kere burada inandırıcılığını kaybediyor hikaye. Sonra, bu genç ve başarılı işadamı aşık oluyor, aşkı henüz ilk kez yaşıyor, söyleyeceği, dillendireceği her şey ancak senaristin donanımına bağlı. Yok yok, aşk/meşk, türlü bilgelik; bunlar yaşamakla alakalı. Kadın karakterler daha beter. Altı ayrı dizide, alt sınıftan gelen ama bir şekilde varlıklı adamın kalbini kazanan hatunlar var başrolde. Görgülü, eğitimli kadın kocasını kaybediyor, bu kadınlara karşı gelemiyor... Biraz ayakların yere basması lazım, "ergen" evladınız diyelim ki ekran başında ve bir dizi izliyor. Ona "Gerçek hayatta böyle aşklar yok" diyemezsiniz artık çok geç. Hepsi birden aynı şeyleri izliyor, etkileniyor; aşık olmuyorlar, "birbirlerine yükseliyorlar". Berbat bir kelime, yükselmek! Flört etmek, etkilenmek, aşkından gebermek değil; yükselmek! Dizilerdeki karakterler gibi konuşuyorlar, yoksa gerçek karakterler artık böyle de ben mi bilmiyorum! Gerçi tüm bu anlattıklarımı alıp bir çırpıda çöpe atabilirsiniz zira ülkenin en birinci jönü artık Fatih Portakal. Bir ana haber sunucusu olarak ne Kıvanç tanıdı, ne Kenan, ne Kerem, ne Burak... Memleketin jönü ve vazgeçemediği kahraman, Fatih'tir, ratingleri silip süpürmüştür. Bu konuda tez yazılmalı ve Fatih ile bir aksiyon dizi çekilmelidir. Aklımda harika bir hikaye var; bilginize...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI