Köşe yazarı Serdar Turgut, eski genel yayın yönetmenini dünyanın en seksi erkekleri arasında gösterirdi, dalga geçme malzemesi olarak böyle yapar sanırdım. Ertuğrul Özkök, zayıf ve çelimsiz bir erkek olsa da boy uzunluğu ortalamasının son derece düşük olduğu memleketimizde uzunlar sınıfına girdiği ve oturduğu koltuğu milyonlarca yıl bırakmadığı için iktidar kontenjanından, 'en seksiler' listesinin ilk sırasını alnının akıyla kazanmıştı. Oysa gerçek başkaymış; meğer Özkök, kadınlar tarafından gördüğü ilgiden ötürü Turgut'un listedeymiş. Bir dönem çalıştığım yayında, genel yayın yönetmenim olan Serdar Turgut'u başka kimsenin yazamayacağını ve onun verdiği tadı veremeyeceğini düşündüğüm yazılarından ötürü severim; edebiyat yazar, karısını/babasını yazar, film yazar, dedikodu yapar, bayılırım. Ama oturup da ahkam kestiği, kendini teknolojiye ölesiye kaptırdığı, siyasete bulaştığı yazılarını sevmem. Komik adamdır, komiklik yapmadığı sürece. Yazılarına da yansır, dedim ya Özkök'le dalga geçiyor sanırdım. Hatta bu eğlenceli duruma kendimi kaptırıp, ben de Serdar Turgut'u ülkenin en çekici erkekleri listemde ilk sıraya oturtmuştum. Benimki bir miktar eğlence bir miktar da yayın yönetmenini pohpohlamaktı işin aslı. Serdar Turgut göründüğünden daha akıllıdır, yazımı burnuna dayayan birinci sayfa editörü "bakınız efenim Elif sizi çok beğeniyor" dediğinde, yazdıklarımla ilgilenmemiş, bana "Dalga geçecek başka birini bul" demiş ve eklemişti: "Ayakkabıların çok güzelmiş." Genellikle yere bakarak yürürdü.
ERTUĞRUL ÖZKÖK BENİ DİNLESE ZENGİN OLURDU
Farklı ilgi alanları ve düşünce tarzı olan bir adamdır, yazar olarak severken, yayın yönetmeni olarak zinhar sevilmediğini bilirdim; sık sık kendisinin Ertuğrul Özkök'e yaptığı gibi, dalga geçmeye devam ettim. Ertuğrul Özkök'le göz göze gelmişliğim yok bugüne dek; ara sıra hakkında eğlenceli yazıları yazdım. Bir kadın programı yapmasını öğütledim, beni dinlese çok para kazanır, zengin olurdu, yani daha da çok zengin olurdu (koskoca eski yayın yönetmeni fakir olacak hali yok ya) ve kaybettiği seksilik itibarını da geri kazanırdı. Yakın arkadaşı Ahmet Hakan'ın bir dönem kız arkadaşı olan ve bu kontenjandan ötürü benim de yazdığım gazetede köşe yazarlığı yapan bir hanımefendinin yazılarını pek beğendiği söylenirdi; biz de şaşırmazdık! Ertuğrul Özkök'tü bu, dünyanın en seksi erkeği, başka ne yapacaktı? Tutup da sıradan kadınların yazılarını mı okuyacaktı? Yakın dostunun görlfirendi dururken ki birbirinden kıymetli ve unutulmaz yazılara imza atmıştır kendisi.
MADEM BAŞLIĞIMIZ AHMET HAKAN!
Kısa boylu ve tıknaz olmasına rağmen ülkenin en nadide mahallesindeki kadınların gözdesi olduğu için çok yakışıklı olduğunu sorgusuz sualsiz kabul ettiğim Ahmet Hakan, bir köşe yazarının neleri yapamayacağını sıralamış. Ahmet Hakan ülkenin en yakışıklı erkeğidir, karşı çıkana fena halde karşı çıkarım, Nişantaşı'nda efsanedir kendisi. Nişantaşı da İstanbul demektir, bu kadar! Ülkenin en yakışıklı (ve hadi seksi de seçelim kendisini) adamı tutup da bir yazı yazınca cevap vermek gerekir. Demiş ki muhterem, köşe yazarı şunları şunları yapamaz! Hal böyleyken neler yapabileceğini de hatırlatmak gerekiyor.
►Vatanı kurtaramaz demiş ama vatanı yerle bir etmek için elinden geleni yapar. Bunun örneğini defalarca gördük, asla başarıyı alkışlama, iyiyi gösterme, dibine kadar provoke et... Komik, gerçekten komik bir adam Hakan, Serdar Turgut'un yerine mi oynuyor yoksa?
►İktidarı yıkamaz! Yıkmak için elinden geleni yapar. Pardon yani, yapacak da. Yıkamasa da yıpratacak, elinde kozu var ya kullanacak.
►Örgütlenme yapamaz. Yapar yapar... Komik dedim ya, bakarsınız bir an gelir Serdar Turgut'la özdeşleşen konulara da girer.
►Halkı arkasına toplayamaz. Tabii toplayamaz ama elinden geleni ardına koymaz! Gülüyorum şu an, Serdar Turgut dostum, affet beni, boynuz bir şeyi geçerdi ya neydi o?
►Muhalefetin yükünü omuzlayamaz. En çok bu maddeye güldüm, neden diye sormayın. Hah hatırladım, kulaktı değil mi?
Devamını yazamayacağım çünkü sıkıldım, Ahmoş da sıkılmış pek belli, yazının devamında kedisini anlatıyor. Şu ara Nişantaşı'nda en çok konuşulan konu da kediyi gören kadınların sayısı mı daha çok görmeyenlerin mi? Bence de iyi konu kedi; merak bu, kediyi de merak öldürmedi mi? Gri, sevimli, koca kafalı, şipşirin kedi ama hep denir ya, hayvanlar sahiplerinin huylarını alırlarmış. Garibim pek sinirli bakıyor, şaşkın bakıyor; inşallah sadece fiziken benziyordur babasına!