Kahramanın yolculuğu

Seyrettiğimiz diziler ve filmlerdeki kahramanlarla birlikte hepimiz bir yolculuğa çıkıyoruz. Birçok öykü, kahramanını sıradan, bayağı dünyadan alıp yeni ve yabancı bir dünyaya götürür.

Yani kahramanımız önce bizim gibi sıradan bir dünyadadır. Sonra birden macera onu çağırır. Bu macera ya bir meydan okumadır ya da bir felaket ya da beklenmedik bir sorun. Bizim de başımıza gelebilecek bir durumdur bu ve işte bu yüzden kahramanla birlikte sanki biz de o dünyanın içindeymişiz gibi yolculuğa çıkarız.

İster romantik komedi olsun iste savaş filmi ister macera, fark etmez hepsinde durum budur. Maceraya çağrı, oyunun kurallarını bilirler ve kahramanın amacına açıklık getirir. Hazineyi ya da sevgiliyi elde etmek, intikam almak veya bir yanlışı düzeltmek, bir düşü gerçekleştirmek, bir meydan okumaya yanıt vermek ya da bir yaşamı değiştirmek...

MACERAYA ÇAĞRI

Kahramanımız önce çağrıyı reddeder. Biz de etme miyiz zaten? Gönülsüz bir durum söz konusudur. Çağrının eşiğinde duraksarız birlikte. Sonuçta bir macera vardır girilecek ve elbette riskleri de vardır. Ne olacağını bilemez kahraman. Bu dönüm noktasını geçebilmesi için bir başka etken, koşullarda değişiklik veya bir "rehber"in cesaretlendirmesine ihtiyaç vardır.

İşte burada devreye rehber girer. Bu rehber bilge yaşlı bir adam veya kadındır. Bazen genç biri de olabilir. Bir arkadaş veya bir ilham perisi veya iç ses. Rehberin işlevi, kahramanı bilinmeyenle yüzleşmeye hazırlamaktır. Ona nasihat edebilir, büyülü aletler verebilir ya da kılavuzluk yapabilir.

Severek izlediğiniz dizileri düşünün ve orada kahramanın yanındaki rehberin kim olduğunu hemen bulacaksınız.

Rehberin öğütleri sayesinde ilk eşiği geçer kahramanımız. Öykünün şahlandığı, maceranın gerçekten başladığı an da işte bu andır. Balon havalanır, gemi yelken açar, aşk başlar vs...

MÜCADELE VE ÇİLE DÖNEMİ

Sonra sınavlar başlar. Kahramanımız düşmanlarla ve yanında olanlarla karışlaşır. Onlarla mücadele eder. Birlikte aradığı şeyin saklı olduğu tehlikeli bir yerin sınırına veya derinliklerine ulaşır. Burada çile çeker. Ölüm olasılığıyla karşı karşıya kalır veya düşmanlarla çarpışmanın eşiğine. Olmadık şeyler gelir kahramanın başına. Bizler de kahramanın bu işten nasıl sıyrılacağını bilemediğimiz için onunla birlikte gerginlik ve belirsizlik içinde kıvranırız. Derken bir mucize olur ve işler tersine dönmeye başlar. Sorunlar biter, uzlaşma yaşanır vs. Kahramanımız da çileden kurtulmayı başararak daha çekici bir hale gelmiştir. Gözümüzde daha da devleşmiştir. Artık dönüş yolundadır. Hem mutludur hem de gururlu ama henüz savaş kazanılmamıştır. Yani henüz mücadele bitmemiştir. Son eşik vardır geçilmesi gereken. Orası geçilirken kahramanımız da bir değişimden geçer. Olgunlaşır. Ve kazandığı ödülle yani elde ettiği güçle sıradan dünyasına döner. Artık elinde sihirli bir güç vardır. Ve onu huzurlu ve mutlu bir hayat beklemektedir.

Kahramanla birlikte çıktığımız yolculuktan kendi hayatımıza birtakım dersler alarak dönmek de izim elimizde.

Ben bu yolculuğa "Christopher Vogler'in Yazarın Yolculuğu" adı kitabıyla çıktım. Tavsiye ederim.