Kadınlara yardım etmeyen kadınlar için cehennemde özel bir yer var. Bu sözün sahibi, ABD Dışişleri eski Bakanı Madelenie Albright. Hem işyerinde hem de özel yaşamda kadın dayanışmasının önemini belirten bu cümleyi Davos'ta yapılan toplantılarda IMF Başkanı Christine Lagarde söylemiş. "Her kadının hayatında bir rol modeli" olduğunun altını çizerek kendi rol modelinin giyimden duruşa kadar pek çok konuda yön verdiğini belirtmiş. Çekinmeden. Yüksünmeden.
Malum son zamanlarda bizim insanlarımızda inanılmaz bir ego var. Genç-yaşlı fark etmiyor. Bilgili bilgisiz hiç önemli değil. Herkes her şeyi herkesten daha iyi biliyor ve her konuda uzman. Kendisinden daha deneyimli birinden bir şeyler öğrenmeye gerek bile duymuyorlar. Değil rol modeli alacaklar birini ve herkesin içinde söyleyecekler.
Üstelik kadınların hemcinslerine karşı bir de çekememezlikleri var. Hiç beğenmezler birbirlerini ve takdir etmezler. Sanki o olmazsa yerinde kendileri olacaklar. Kadın ve erkeklerin birlikte yarıştıkları yarışmalarda bile hemcinslerine oy vermiyorlar. Oy verenlerin çoğu kadınlar, kazananlar ise erkekler.
Oysa birbirini en iyi aynı cinsten olanlar anlar. Bir kadının işyerinde ne gibi sorunlarla karşılaştığını bir kadından iyi kim bilebilir mesela? Doğru olan da kendi yaşadıklarını bir başkasının yaşamaması için onlara tavsiyelerde bulunmasıdır. "Ben zorluk çektim, o da çeksin" demek mantıksız. Hatta kötülük çağrıştırıyor böyle bir düşünce. Cehennemlik kadınlar!
Kadın medeniyettir!
Sesini, yorumunu ve duruşunu beğendiğim sanatçılardan Kubat, yakında baba olacak. Bir gazeteye verdiği röportajda "Kızımız olacak. Medeniyet geliyor" deyince röportajı yapan Ömür Gedik de haklı olarak "Adı Medeniyet mi olacak?" diye sorunca, "Yok" demiş Kubat; "Kız işte, medeniyet yani. Kadın medeniyettir." Ve eklemiş: "Kızımız olunca kadınları daha iyi anlayacağım muhtemelen. Zaten çok hassasım ve empati yaparım sürekli."
Keşke bütün erkekler böyle hassas olsa. Kadınları anlamaya çalışsa.
Derken başka bir soruda gazeteci olan eşiyle ilgili şöyle bir yanıt veriyor Kubat: "Artık çalışmıyor. Kariyeri ben ve çocukları. Anne olmak harika bir şey. Bence bundan daha üstün bir kariyer yok. Ben kadın değilim, bilmiyorum ama bir insan dünyaya getirebilmek acayip bir şey. Hiçbir şeye değişemezsin."
Geldik işin bam teline. Evet, anne olmam harika bir şey. Bir çocuk dünyaya getirmek müthiş bir şey. Bunda hepimiz hem fikiriz.
ANNELİK HANDİKAPI
Ama eğer bu çok önemli ve müthiş şey, o kadının lehine değil de aleyhine işliyorsa. Mesleğini yapmasına, para kazanmasına mani oluyorsa...
Sakın "Kocası var ya, o bakar" demeyin. Bakanlar var elbette ama bakmayanların sayısı daha fazla. Üstelik babalık yükü altında ezilen veya babalık sorumluluğunu yerine getirmeyen ve de hissetmeyen erkeklerle dolu bu dünya. Bakanların bunu bir üstünlük olarak görüp, kadının başına kakması ve bu nedenle onun üzerinde baskı kurmaya çalışması da cabası.
Kısacası kadınların en doğal hakkı olan ve onları inanılmaz derecede mutlu eden "annelik" kadınlar için aynı zamanda büyük bir handikap.
Cinsiyet eşitsizliği de burada başlıyor zaten. "Sen kadınsın, anne ol, eş ol, başka bir şey olma" deniyor. Peki, bunları yapan kadınlara madalya mı veriliyor? Yoksa paylarına çocuk verdiği eşleri tarafından küçümsenmek, yok sayılmak, dövülmek ve öldürülmek mi düşüyor?
Kadın medeniyettir. Çok doğru. Medeniyeti yok ederek kendimizi yok ediyoruz. O da ayrı bir konu.