• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Asker, polis ve halk

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.07.2016, 00:00
Serinkanlılıkla yaşananları izledikçe görüyoruz ki darbe yapan TSK değil, darbeyi önleyen TSK. Cumhurbaşkanı'nın hayatını kurtaran Türk Silahlı Kuvvetleri'nin FETÖ'ye teslim olmayan aklıselim, laik ve Atatürkçü subayları, generalleri.
Darbe girişimini duyduğu anda sokağa çıkan, Cumhurbaşkanı'nın çağrısının ardından meydanlara dökülen halkın direnişinin payı da çok büyük. Büyük bir hız ve kararlılıkla meşru yönetimi ve kurumları koruma görevini yerine getiren emniyet teşkilatının da.
Ama eğer TSK içindeki sağduyulu, vatanını ve milletini korumaktan başka bir inancı olmayan subaylar ve generaller olmasa "iç savaş" olurdu. Ki zaten FETÖ'cü cuntacıların amacı da buydu.
Askeri, polisi, halkı karşı karşıya getirerek iç savaş çıkarmak.
Hepimize geçmiş olsun.

KUMPAS VE İFTİRA

Aslında bu 30 yıldır verilen bir mücadele. Fethullah Gülen ve cemaatinin ne kadar tehlikeli olduğunu her kim dile getirdiyse "din düşmanı" ilan edildi, vatan hainliğiyle suçlandı, komplocu veya paranoyak denildi.
Ama şimdi neden bu çetenin başta TSK olmak üzere devletin en önemli kademelerine sızmak için büyük bir mücadele verdiğini ve yine başta TSK olmak üzere vatanını ve milletini düşünen yurtseverlerin bunlarla mücadele ettiğini daha iyi anlıyoruz.
Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi kumpas davalarının sanıkları sabaha karşı evlerinden alınıp götürüldüklerinde, büyük bir iftirayla karşı karşıya kalmalarına rağmen üniformalarının ve mesleklerinin şerefine şüphe düşürmediler.
Dün onlara kumpas kurup bugün darbe yapanlarınsa büyük bir kin, nefret ve gözü dönmüşlükle halka nasıl ateş açtıklarını, havadan ve karadan bomba yağmuruna tuttuklarını gördük. Nasıl kaçtıklarını veya kendilerini gizlemeye çalıştıklarını da.

SERİNKANLI-TEMKİNLİ

Şimdi devletin bütün kademelerinde büyük bir operasyon yapılıyor.
Zamanında önlem alınması ve girilmelerinin engellenmesi gereken yerlere yerleştirilenlere yönelik bir operasyon bu.
Yapılmalı. Ama bu kez daha serinkanlı ve temkinli olmakta yarar var. Hep sözünü ettiğimiz gibi hukuk çerçevesinden sapmadan.
Demokrasiden ödün vermeden.
Yeni haksızlıklara veya yanlışlıklara yol açmadan. İdamı gündeme getirmeden. Ya idam kararı olsaydı ve dün yargıladığımız ve bugün göreve getirdiğimiz subayları idam etseydik, ne olacaktı?
Son bir saptama da medyaya.
Basının ne kadar önemli olduğunu bu dehşet verici olayda bir kez daha gördük. Başbakan'ın da belirttiği gibi, "Darbenin meşruiyet kazanmasının engellenmesinde milli duruş sergiledi" medyamız. Onlar da cuntacılara boyun eğmediler.
Dik durdular. Ve bir kez daha gördük ki, toplumsal barışın ve kardeşliğin sağlanması, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün korunması ile mümkün.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA