Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar, anandan babandan yardan ayrı koyarlar. Yüreği yanık bir babanın, çok sevdiği, evladının ölümü üzerine yaktığı bir türküdür "Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar, içerim yanıyor yar yar gözlerim ağlar" diye başlayan Urfa türküsü.
Sözleri ve müziği Urfalı ses sanatçısı Cemil Cankat'a ait olan bu türkünün öyküsünü oğlu Ahmet Cankat, şöyle anlatır "Evvelcevap" adlı sitede: "Babam Cemil, annem Mintehe ile evlenir. İlk çocukları İbrahim dünyaya gelir. İbrahim, kara kaşlı, kara gözlü, güzeller güzeli sevimli bir çocuktur.
Yüzü adeta ay parçasıdır. Annesi, çocuğa göz değmesin diye oğlunu gelen gidenden adeta saklar. Babası da oğlunu çok sever, eve geldiğinde onunla eğlenir, oynar. İbrahim, evin neşe kaynağıdır. İbrahim iki yaşına geldiğinde her ne olursa olur, hastalanır.
Ateşler içinde kıvranır ve havale geçir. Hemen hastaneye ulaştırırlar, fakat yapılan tedaviler sonuç vermez ve İbrahim ölür. Babam, çok sevdiği oğlunun ölümünden çok etkilenir, günlerce yemeden içmeden kesilir.
Oğluna özlemini dile getirmek üzere 'Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar, ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar' türküsünü besteler ve kendi adıyla plağa okur."
GENÇLERİN ATIŞMASI
Pek çok sanatçının söylediği bu türkü şu günlerde gündeme niye geldi dersiniz? Ailesinin göz bebeği, prensesi genç bir kıza haddini bildirmek için. O genç kız kendi ailesinin prensi olan genç bir erkeğe yüz vermediği ve onu tanımadığını söylediği için.
Olay şu: İbrahim Tatlıses ile Derya Tuna'nın oğlu İdo Tatlıses, sosyal medya hesabından takip ettiği ve paylaşımlarını beğendiği Çapa ailesinin kızları Ceylan Çapa ile aşk yaşadığı dedikodularını yalanlamayıp "Böyle bir şey olursa ilk sizin haberiniz olur" açıklamasında bulunmuş.
Bunun üzerine Ceylan Çapa, "Bir aydır Hong Kong'daydım, İstanbul'a daha yeni döndüm. O kişiyi hayatımda görmedim.
Ortak arkadaş çevremiz bile yok. İsmi neydi?
İdo muydu, İbo muydu! O çocuğu inanın hiç tanımıyorum" demiş.
Bu sözlere alınan İdo Tatlıses, Instagram sayfasından Ceylan Çapa'ya şöyle cevap vermiş: Şükürler olsun ki İbrahim Tatlıses'in ve Derya Tuna'nın oğlu olarak gözümü açtığım hayata 1-0 önde başladım. Bu konuda mütevazilik edemicem, Allah'ın yazdığı bu! Hamdolsun ki önce Allah'ın sonra babamın sayesinde 19 yaşıma kadar maddi ve manevi olarak en güzel hayatı yaşadım.
O yaştan sonra da manevi olarak ailemin gücü her zaman arkamda oldu. Bu kadar özelimi kimse bilmeyebilir, kabulümdür. Bizi bilenlere ve bilmeyenlere sevgi ve saygılarımla..."
BABA TATLISES'İN TEPKİSİ
Buraya kadar bir sorun yok. Belli ki "dengi" olmadığı için ailesi tarafından uyarılan ve ilişkisinden yeni ayrılan Ceylan Çapa, yeniden benzer bir konuyla gündeme gelmemek için Tatlıses'in dengi olmadığına dair bir açıklama yapmış. Oğul Tatlıses de ailesinin ünlü olması nedeniyle, herkesin onu tanıdığına dair nazik bir yanıt vermiş.
Baba Tatlıses ise Instagram hesabından ceylan parçalayan aslan fotosu paylaşarak altına şunu yazmış: "Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar".
Söylenecek çok şey var. Sözü, kendisine ulaşıp, iznini alamadığım için ismini yazamadığım gazeteci arkadaşıma bırakıyorum:
"Yerli malı erkek türünün en azılı örneklerinden İbrahim Tatlıses kurşunlandı, sağlığına yeniden kavuşmak için servet harcadı ama yaşadığı şiddet, içindeki şiddeti bir türlü dizginleyemiyor. Onun içindeki şiddet özellikle kadınlara. Çevresindeki her kadına zarar verdi, her kadının bedeninde bıçak, kurşun, dayak izi bıraktı. Ama 'O kadınlar da bunu hak ediyor, ne işi var onun yanında!' diyenler sayesinde, kadına yönelik şiddeti hiçbir zaman hukuki olarak cezalandırılmadı.
Sağlığına kavuştuktan sonra yeniden 'sahalara' çıktı, 'özüne' döndü. Kadınlar için ne korkunç bir adam olduğunu bu kez oğlunun üzerinden gösterdi. Ceylan Çapa'nın yerinde olsaydım suç duyurusunda bulunurdum. Tehdit ediyor, gözdağı veriyor zira." En kötüsü de kendisini örnek alanlara da "kadına yönelik şiddet" mesajları vermesi.
Gelen tepkiler üzerine o notu Ceylan Çapa için paylaşmadığını söylese de, anlayan anladı ne demek istediğini.
Son söz: Tüm "ceylanlar" dağlarda ve şehirlerde korkmadan gezmeli. Gezebilmeli.
Ve "ceylanlar" öldürülmemeli. Ne dağda gezenler, ne de istediği gibi yaşayanlar...