• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yabancı ajanların cirit attığı bölge YUNUS KARAKAYA

Yabancı ajanların cirit attığı bölge

yunus.karakaya@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.07.2017, 00:00

Türkiye-Suriye sınırının Amerikan CIA, İngiliz MI6 ve diğer Avrupalı istihbarat servislerinin ajanlarıyla dolu olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Geçtiğimiz günlerde okumaya başladığım 'Efraim' isimli kitap Güneydoğu'da ajanların nasıl cirit attığını anlatıyor. Kitabın yazarı olan İzmir Selçuk'ta yaşayan İbrahim Becer ile kitabı üzerine sohbet etme imkanı buldum.
Becer kitabı hakkında şunları söyledi:
"Doksanlı yılların ortalarında Şırnak'ta görev yapan yüksek rütbeli bir paşa tarafından, içinde medya, ekonomi, istihbarat, tetikçi ayağı da bulunan ve son derece gizli olmasına özen gösterilen bir teşkilat kurulur. Teşkilatın tek bir sloganı vardır: Baş gider gövde dağılır. Bu yapının varlığı bir süre sonra hissedilir ama kendisine ulaşılamaz. Çünkü çok sert yöntemleri olan teşkilatla uğraşmak için cesaretten de fazlası gerekmektedir. Bir gün Kuzey Irak'ta görev yapan bir Amerikan subayının elinde olması gereken bir zarf, tamamen tesadüf eseri teşkilatın eline geçer. Subay, bütün istihbarat güçlerini bu işe yönlendirir ve zarfın izini bulur ama iki sorun vardır: Çok iyi korunmuş, hakkında söylentiden öte hiçbir iz bulunmayan bir yapıyı çözmek zorundadır ve bunu da başka bir ülkenin sınırları içinde başararak, o zarfı ele geçirmelidir.
Asıl ilginci de, teşkilatın bu zarfın önemi hakkında çok fazla bilgisinin olmamasıdır.
Yabancı bir subayın Türk sınırları içinde, hem de Şırnak gibi bir coğrafyada bu işi yapması imkansızdır. Yerel kaynaklara yönelmek gerektiğini anlar ve bölgede bu operasyona para veya menfaat karşılığı destek verecek olan gruplardan bir ekip oluşturarak bilmediği bir coğrafyaya adım atar. Her bakımdan birbirlerinden tamamen aykırı tipler ilk başlarda sadece çıkar için birlikte hareket ederler ama zaman geçtikçe iç hesaplaşmalar menfaatlerin de önüne geçerek şartları daha da ağırlaştırır.
Asla boşuna değil bu kavga.
Kürdistan davası güdenler sadece gölge, onu bil istedim. Eşek, şarabı çekti mi dağa kurt aramaya çıkarmış aslanım.
Burada bir denge var ve sen o denge içinde haddini bildiğin sürece senin kılına halel gelmez.
Ne zaman ki bunların ağa babalarının nasırına bastın, karakolun da basılır, metropollerin de bombalanır.
Ucuz malzemedir terörist; ne kendi canının, ne de bir başkasının canının onun gözünde zerre kıymeti yoktur."

Her sezon aynı haber

İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu, geçtiğimiz günlerde "2 bin 205 kamyon atık çıktı" şeklinde bir haber geçti.
Arşive şöyle bir baktım, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin her sene aynı haberi geçtiğini, sadece çıkan atıkların tonajının değiştiğini fark ettim. Kardeşim bu işe neden kalıcı bir çözüm bulamıyorsunuz, onu anlatın.
Bir okuyucum da bu haberi şu sözlerle eleştirmiş;
Dere yatağını betonlamak en aptalca iş. Dereden gelen tüm pisliğin daha rahat denize dökülmesinin ötesine geçemeyecek bir işlem yapılmış.
Betonlama yapılmadan çökertme havuzları yapılması gerek. O dere yatağına en az 10 tane çökertme havuzu yapılırsa o zaman hem denizin hem derenin kurtuluşu olur. Kış boyunca derenin getirdiği pislik ve molozlar çökertme havuzlarında birikir, yazın da o havuzlar temizlenip bir sonraki kışa hazır olur. 2 bin kamyon pislik birikmemiş olur bu sayede.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA