Askeri darbelerle demokrasinin askıya alındığı ülkelerde, halk önüne sandık konulur konulmaz hep sol partileri iktidara getirir...
Bizde ise durum tam tersidir...
Darbe dönemleri sona erdiğinde seçime gidilir ve sandıktan her defasında merkez sağ partiler çıkar!
Bu durumu milletin bidon kafalılığıyla, gericiliği ve yobazlığıyla açıklayan siyaset dehaları yıllardır hem kendilerini hem de toplumu fena halde kandırıyor...
Türkiye'de ne dün ne de bugün demokrasinin evrensel değerlerini kabullenmiş gerçek bir sol parti hiç olmadı...
İki hafta önce İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yaşanan bir tartışma, Türkiye solunun en büyük partisi kabul edilen CHP'nin siyasi yelpazenin neresinde durduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu.
Meclis toplantısında AK Parti grubu "Buca Çevik Bir Meydanı'nın adı Yaşar Kemal Meydanı olsun" diye bir teklifte bulundu.
Sağcı AK Parti'nin sürpriz Yaşar Kemal teklifi solcu CHP'nin oylarıyla reddedildi!
CHP'li üyeler adı 28 Şubat darbesiyle özdeşleşen Çevik Bir'e kıyamadı...
Bu toprakların hikayesini yazan Yaşar Kemal'den bile daha çok önemsediler darbeci bir emekli generali...
Hatta içlerinden biri bu kararı "Biz asker milletiz" sözleriyle savundu!
Dikkatinizi çekerim, bu adam 12 Eylül'de askerlerin kapısına kilit vurduğu CHP'de siyaset yapıyor!
Zihniyet bu olduktan sonra çevik bir paşayı Yaşar Kemal'e tercih etmelerine hiç şaşırmamak lazım...
Yüzde 70 erken seçim
Hiç birbirimizi kandırmayalım...
Türkiye'de taşların yerine oturması için en az iki seçime daha ihtiyaç var...
7 Haziran'da sandıktan çıkan sonuç tek parti iktidarına son verdi ama bir koalisyon hükümetinin kurulmasına uygun bir zemin de yaratmadı...
Şu an için en olası koalisyon formülü olarak AK Parti- CHP hükümeti görünüyor...
Ama bu iki partinin de tabanları böyle bir koalisyona sıcak bakmıyor...
AK Parti yönetiminde CHP ile yapılacak koalisyonun uzun ömürlü olmayacağı görüşü hakim.
CHP'nin parçalı ve her an yeni sorunlar doğurmaya müsait iç yapısı koalisyonu zora sokuyor...
CHP yönetimi hükümete girmeye çok istekli ama AK Parti ile kendi tabanlarını ve parti içindeki grupları memnun edecek ortak bir zeminde buluşmaları kolay görünmüyor.
MHP derseniz, onlar zaten kapıları daha seçim akşamından kapattı...
Ankara kulislerinde Kasım'da bir tekrar seçime gidileceğine dair kuvvetli bir beklenti var...
Eğer o seçimde de benzer bir siyasi tablo ortaya çıkarsa ne mi olur?
Gerçek koalisyon görüşmeleri işte o zaman başlar...
AK Parti kiminle koalisyon yapar?
Bu soruya şu ana kadar AK Parti cephesinden verilmiş en net cevap Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'dan geldi...
* Üçüncü Havalimanı'nı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Ovit Tüneli'ni kim istiyorsa...
* Gördes'teki nikel madenini, Yusufeli Barajı'nı, Silvan Barajı'nı kim alkışlıyorsa...
* Hızlı trenlerimizi, nükleer santrallerimizi, HES'leri kim istiyorsa....
* Türkiye'nin küresel aktör olmasını kim destekliyorsa...
Koalisyonu onunla yapacağız...
Özdağ, aslında adını vermeden hangi partiyle koalisyon yapmayacaklarını açıklıyor...
O partinin hangisi olduğunu tahmin ettiniz değil mi?